29 Haziran 2024 Cumartesi

Rüzgar.


Gözlerimi kapatıp durmayı severim. Evet, durmayı. Bazen dursak, hatta gözlerimizi kapatıp dursak bile, aslında durmamış olabiliriz. Düşüncelerimiz durma hali üzerinde bile düşünebilir. Oysa gerçek anlamda durmak, kelimenin tam anlamıyla durmaktır. O anda, o mekanda, kendinle durmak. Bunu yapabildiğimde, bütünleştiğimi hissederim. Bu, coşkunluk halinin ötesindedir; hatta onun aksidir, yani, belki de bu hali coşmamışlık hali olarak bile tanımlayabiliriz. Sakinlik? Hayır hayır hayır. Sakinlik de bence içinde düşünmeleri barındırıyor. Sakin olma hedefini. Oysa ben, var olmayı kastediyorum.

Rüzgarlı gecelere karşı ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum. İçerideyken yaz havası devam ediyor, oysa dışarıdayken -en azından bu gece- bir eylül gecesini anımsatıyor. Hatta üşüdüm bile biliyor musun yok artık. Saçlarım dağıldı, ellerim gayri ihtiyari kollarımla buluştu ve ben ne birini, ne müziği, ne de düşüncelerimi dinlemiyordum. Ben dünyayı dinliyordum. Benden arta kalan dünyayı. Bu mümkün mü acaba? Bizden arta kalan bir dünya sahiden var mı? Biz, en başta var olarak, bu dünyayla bir bütün değil miyiz zaten? O halde arta kalmak ne demek? Belki de, dünyayı algılayışımızın ötesinde duymak demek diyebiliriz, ne dersin? Böylece, o dünyanın bir parçası olabilmek. 

Bunu yaptığımda sanki rüzgar da sakinleşmiş gibiydi. Hala pek bir zıpırdı ama yine de, sanki bana karşı daha şefkatliymiş gibi hissettim. Saçlarımı daha yavaş okşamış, beni daha az üşütmeye başlamış gibi. Rüzgarı hissetmeyi çok seviyorum. Havalar sıcak diye mi? Hayatı romantikleştirmek istediğimden mi? Anlam arama çabası mı? Hayatın iliğini sömürme felsefesi mi? Yoksa sadece, öylece seviyorum mu? Rüzgarı mı seviyorum, verdiği hissi mi? İkisi birbirinden bağımsız olabilir mi? Aynı şeyi kışın da söyleyebilir miyim? Saçlarımın dağılması mı beni mutlu eden, mutluluğu hissettiğim için mi dağınıklığa anlam yüklüyorum? Bilmiyorum. Sen bilir misin? Bana durduğun bir anı tanımlayabilir misin?


bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsiniz.




6 yorum:

  1. Rüzgarı hissetmek güzel gerçekten. Hiç düşünmeden beklemek, var olmanın tadını çıkarmak ne güzel. Hele de deniz kıyısında dalgaları da işitmek ayrı bir huzur veriyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet özellikle de denizle iyi bir takım oluyorlar. :)

      Sil
  2. Şu an mesela, saat 9:18! Bir yazının içinde yol aldım ve sonuna vardım, ve yine içerikle birlikte üsluba bayıldım.:)

    YanıtlaSil
  3. Hafif serin, rüzgarlı bir havada oturup etrafa bakmayı, düşünmeyi çok severim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de. Aslında bu tip düşünmeler düşünce birikmesinin de ötesinde, tıpkı rüzgar gibi gelirler bana. İlham verici, belki rahatlatıcı yanları bile vardır benim için.

      Sil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.