9 Nisan 2024 Salı

Atan Bir Kalp.


Hep bir kitaplığım olsun istemiştim. Sadece kendime ait olacak bir kitaplığım. Başlangıçta çok küçüktü ve sadece çalışma masamın raflarıyla sınırlıydı. Hem sonra, çocukluğumdan uzanan kitaplar ergenliğime erişmiyordu. Bense açtım, hatta, oburdum. Bütün kitapları yemek istiyordum. Hayır, tamam, bütün hepsini değil; ama hatırı sayılır bir kısmını... Kitaplarla ilgili her şey beni heyecanlandırırdı. Kitapçı veya kütüphaneleri gezmek, kitaplar hakkında bir şeyler izlemek veya okumak, onlar hakkında uzun uzun ve uzun bir şeyler anlatmak! Anlatmak... Bunu öyle çok severdim ki. Önceleri, anlatacak pek kimse yoktu. Sonraları, oldu. Tüm bunlar beni hep çok heyecanlandırdı. Öte yandan, tüm bu heyecanlarıma rağmen, bir kitabı elime aldığımda hissettiğim en baskın şey sakinlikti. 

Tamam, itiraf ediyorum... Eğer o kitabı görmeyi uzun süredir istemişsem kalbim ellerimde, kollarımda ve dudaklarımda atıyordu. O beklediğim kitabı gördüğümde elim kolum benden bağımsız hareket eder, yüzüme bir gülümseme yayılırdı. Sonra da kitabı alır, bağrıma basardım. Bazen önce ona sıkıca sarılırdım, bazense bir süre bakışırdım. Bu seremoni de beni hep mutlu etmiştir. Evet, düşününce, aslında kitaba kavuşmak bile ikinci plandadır. O heyecan... O ilk heyecan her şeyden baskındır. Sonra yerini sakinliğe bırakır.

Bir kitaplık oluşturmaya başladığımda da aynı şey olmuştu. İçim içime de, dışıma da sığmazdı. Kitaplar biriktikçe, onları okudukça... Hatta sonra sonra onları anlattıkça! Kollarımı iki yana açmış da dönüyor gibi hissederdim; ama başım dönmezdi. Sanki benim doğal halim buymuş gibi gelirdi. Sanırım, evet, bu kadar. Ama tabi kolay değildi. Hani... Bir kitaplık oluşturmak. Hem yer yoktu, hem biraz dil dökmem gerekmişti. Sonra uygun şartlar sağlanmıştı, yer açılmıştı ve artık nihayet (ki bunun için ben ve kitaplarım bir süre beklemiştik) bir kitaplığım vardı. Daha sonra o kitaplık da doldu. Şimdi odama kitaplar hükmediyor desem yeridir. 

Uzanmıştım. Hiçbir şey düşünmüyordum. Kitaplığımı izlemeye başladım ve uzaktan ne kadar parlak göründüğünü düşündüm. Sonra gözüm ergenlik döneminde etrafımda döne döne arayıp bulduğum, okuduğum ve anlattığım kitaplara kaydı. Bunu anımsamak beni gülümsetti. O kitapları bir süredir elden çıkarmak istiyorum ama bir türlü harekete geçemiyorum. Sence ne yapmalıyım sevgili okur? Yeri gelmişken sana da sorayım. Ama ne diyordum? Uzanmıştım, başlangıçta hiçbir şey düşünmüyordum ve sonra gözüm kitaplarıma kaydı. Bir zamanlar onları ne kadar çok istediğimi, bu isteğin beni ne kadar çok heyecanlandırdığını düşündüm; ve bu düşünce, beni hem hüzünlendirdi, hem de gülümsetti.

Hala kitaplığımı seviyorum. Ama kitaplara olan heyecanım, onları bir yere bağlamakla eş değer değil diye düşünüyorum. Oysa hep, bir gün çok daha büyük bir kitaplığa sahip olacağımı düşünmüştüm. Şimdiyse, öylece uzanmış ve kitaplığımı görmüşken, buna gerek olmadığını fark ettim. Hadi yalan olmasın; belki bir gün, yine gerekli şartlar sağlanırsa, kendi okuma odamı veya köşemi yapmak isterim. Geçen gün instagramda karşıma bir video çıkmıştı. Bir kadın duvara kocaman bir ağaç çizmiş, hatta ona yapraklar eklemiş ve etrafını da dekore ederek o odaya bir kalp vermişti. Bir okuma köşesi; ne güzeldi. O videoyu izlediğimde ben de bunu istediğimi düşünmüştüm. Bir kalp vermek istediğimi. Varlığımı sürdürdüğüm yerlere. 

Sanırım... Sanırım bir kitaplığın veya daha büyük bir kitaplığın olması ya da olmaması değilmiş mesele; mesele, kalpmiş. Bizi heyecanlandıran... Atan bir kalpmiş. Değil mi sevgili okur? Bizi heyecanlandıran, atan bir kalptir.


bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsin.




İyi bayramlar sevgili okur. :)



18 yorum:

  1. Ayrılamadığım benim kalbim dediğim kitaplarım vardır onlar çok özeldir müellifinin talebesiyim elime o kitabı alınca onun okulunda hissediyorum kendimi.. Bazı kitaplarım var onlarda bir mektup mesabesinde davet eden Hak ve hakikate..

    Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

    “…Bilin ki! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki o, iyi (doğru ve düzgün) olursa bütün vücut iyi (doğru ve düzgün) olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. Bilin ki! O, kalptir.” (B52 Buhârî, Îmân, 39)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazı kitaplar öyle tabii. Bizim için daha özel oluyorlar ve hatta bize yol gösteriyorlar. Paylaşımınız için teşekkür ederim. Bence de kalp, çok önemli ve değerli. Bayramınız kutlu olsun şimdiden. :)

      Sil
  2. Sanırım kitaplık konusunda yeni kararlar alınmış ve düşünceler değişmiş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım artık fazlalık bir şeyler istemiyorum, yüküm olsun istemiyorum. Bir şeyleri sevmek için onları karşıma dizmek falan da istemediğimi fark ettim. Bir de aslında eski heyecanlarım gitmiş, kitaplık bahane. :) Belki de yeni heyecanlarım olacağı içindir.
      Kitaplık konusunda da, zaten uzun zamandır kütüphaneden daha çok okuyorum. Okumak istediğim kitaplara param yetişmez benim. :) Bazı okurlar okudukları kitapları elden çıkarıp hep yenileriyle değiş tokuş ediyorlar o ayrı ama bilmiyorum. Kitap okumak için de illa o kitaba sahip olmam gerekmiyor bence. En azından şu anda böyle düşünüyorum. İleride ne düşünürüm bilemem. :)

      Sil
  3. İlerde benimde hayalimde bir kitaplık var. Umarım yaparım. Dediğiniz videoya bende denk geldim ve çok hoşuma gitti. Hani neden olmasın diye geçmedi içimden değil. 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı video mu bilmiyorum ama (ki olabilir çünkü çok izlenenlerdendi ve keşfetimdeydi :) bu tip çalışmaları çok seviyorum. Bulunduğun mekanı özelleştiriyor ve kendinden yapıyorsun. Umarım dilediğiniz gibi bir kitaplığınız olur ve umarım, bir gün böyle bir köşemiz olur ve istediğimiz kitapları okuruz orada. :)

      Sil
    2. Böyle güzel bir duaya amin demekten başka ne denir. Güzel köşelerimiz olsun. 😊

      Sil
  4. Kitaplığı ve çok kitapları olanlara ben de özenirdim. Ancak 30 yaşıma gelince kitaplık sahibi olabildim ve son birkaç yılda kitaplarımın sayısı arttı. Buna memnunum, ergen yaşta alınan kitapların çoğu sonradan sevilmiyor, şimdi en azından israf etmeden kendime hitap eden, güzel kitapları toplamış oldum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zamanlar çok fantastik okuyordum. Şimdilerde şu tür diyemesem de o zaman okuduklarım hafif geliyor haliyle. Onları o zaman okuduğum için pişman değilim tabi. Çünkü onları okumasaydım, şimdi okuduğum kitapları belki şimdi okuyamazdım bilmiyorum. Yine de sahip olma mevzusundansa, kitapların içindekileri öğrenme olayını önemsediğimi fark ediyorum. Bir de sanırım fazla eşyam olsun istemiyorum. Sonuçta bir kitabı kaç kez okuyabilir ki insan?

      Sil
  5. Uygun bir yapı olsa güzel ahşap kitaplıkları olan, ahşap deri mobilyalı bir çalışma odası ben de isterdim sanırım :) Ama Türkiye'deki evlerin büyüklüğü malum. Kitap okumayı en çok kütüphanelerden aldığım kitaplarla sevdim. Özellikle öğrenciyken. Hem ücretsiz, hem istediğin kitabı alma hakkı ve belli sürede geri vermek gerektiği için düzenli bir okuma rotası. Ben bendeki fazla kitapları bir liseye bağışladım. Yine de biraz kitap ayırdım kendime. Evde fazla eşya beni germeye başladığı için kitap satın almak biraZ korkutuyor şu sıra, e kitaplara geçme isteğim var henüz karar verebilmiş değilim :) Kitapları ve kütüphaneleri çok severim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet aslında fazla eşya olayının verdiği gerginliği hissediyorum ben de. Yoksa kitaplık sahibi olmak tabi ki çok güzel, hele de kitapkurtları için :) Ama yani yukarıda da bir yorumda söylemiştim, param da yetişmez benim böylesine. Okumak istediğim o kadar çok kitap var ki. Bir de üstüne henüz keşfetmediklerim var. Hepsini almam zaten mümkün değil. Hem alsam ne olacak, her kitabı çok kez okuyamayız.
      Biriktirme olayını önceden seviyordum. Sonra kütüphaneye sardım. Çünkü oradan hep kitaplar, yazarlar keşfediyordum. Baktım, böyle de oluyor, hatta çok güzel oluyor; sonra fazlalıkların işime yaramadığını ve yaramayacağını düşünmeye başladım. Aslında olay kitaplarla da sınırlı değil, genel olarak artık fazlalık şeyler istemiyorum. Bunu bir süredir düşünüyorum ama minimalizme geçmek için de üşengeçliğimi bırakmalıyım. E kitap olayına hala ısınamadım, sanırım bu konuda gerçekten eski kafalıyım :)
      Her neyse :) Yani hala tabi ki bir kitaplığım olacak ve hem kitaplığımın dönüşüm geçirmesini, zengin olmasını isterim, hem de bunu yaparken istiflemek gibi değil de, daha anlamı olan bir yerden yapmak istiyorum.

      Sil
  6. ah ah evet kitaplardan heyecan duymak asıl olan onlara sahip olmak değil. kitapları kütüphanelere verebiliriz, okullara bağışlayabiliriz, bir de kitap okumayı çok isteyip de bulamayan yoksul insanlara ve yoksul çocuklara verebiliriz kitapları. tekrar tekrar açıp okumayacaklarımızı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bence de. Aslında anlatmak istediğim bu. Bir şeye sahip olmak sadece heyecan duymak için bir araçtır. Amaç bu değildir. Hatta bence amaç heyecanın kendisi bile değil. Amaç, o kitaptaki düşüncelerin ve hislerimizin bizim benliğimizde edindiği yer diye düşünüyorum. Her neyse :) Özetle evet en önemlisi bir şeye, misal kitaplara, heyecan duymak bence de.
      Evet bağışlamak bir yol. Ama bazı kitaplarım cidden ergen kitabı :) Onları okula bağışlayamam bence. Yoksa bunu ben de düşünüyordum.
      Yorumun ve ziyaretin için teşekkür ederim. İyi bayramlar <3

      Sil
  7. Yılların emeği iki büyük kitaplığım var. Çoğu kitabım kalbimi attıran türden. Hepsi benim. İsteyen olursa vermiyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet tabi kitaplarımız özel. Ama ben önceden daha sizin gibi düşünürken şimdi daha farklı düşünmeye başladım sanırım. Ben de herkese kitap vermem bu arada. :) Kendini bilmeyen insanlar kitapların değerini hiç bilmez. Bu da bana sinir krizi geçirtebilir. :)

      Sil
  8. Benim de önceleri çok az kitabım vardı, son 3 yıldır kitaplarımın sayısı arttı, kitaplık alabildim😊 Kitaplığıma bakarken mutlu oluyorum, okuyacağım kitabı seçerken aşırı keyifle seçiyorum. Almak istediğim kitaplar hiç bitmiyor. Hayalimdeki kitaplığı yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var. Sabah kalktığımda kitaplarıma bakmak aşırı mutlu ediyor beni. Odamda en sevdiğim eşyam kesinlikle😊 Kütüphaneden kitap almak ne kadar güzel olsa da pek benlik değil. İlla o kitabı alacağım, benim elimde, kitaplığımda bulunacak. Böylesi daha mutlu ediyor beni😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben giysi dolabıma kitap koyardım, zor günlerdi benim için :)
      Ben de mutlu oluyorum ama benim yer sıkıntım had safhada. Bir de kitaplığım enine geniş, yani arka kısma da (ki kitapların nefes alması için bu sağlıklı değil sanki aslında) kitap koyuyorum. Kitaplıkta iki sıra kitaplar olunca, arka taraftakiler görüş alanım dışında ve biraz Allaha emanet oluyorlar. Öndekiler güncelde ilgimi çekenler. Paylaştığım kitap fotoğraflarında da onlar gülümsüyor bizlere :)
      Bunun dışında derslerim için aldıklarım vs boş bulduğum yerlerde duruyorlar. Artık okumadıklarımı verip yer açmak istiyorum bu yüzden. Bir de gerçekten de önceden olan kocaman bir kütüphanem olsun hayalim artık o kadar da güçlü değil. Ama tabi düzenli kitap okuyan ve hatta kitapkurdu diyebileceğimiz kişiler için öyle ya da böyle bir kitaplık vazgeçilmez oluyor.
      Şu anda kütüphaneden okuyorum sıklıkla. Ama bu konuda şanslıyım da, o da var. İleride daha küçük bir şehirde yaşarsam ve kütüphanesi zengin içerikli olmazsa (ki şu anda gittiğim kütüphane akademik açıdan olmasa da, okuma kitabı açısından zengin bence) kitaplığa kitap ekleme olayı daha zorunlu olabilir. Hatta belki de hiç alışamadığım, hatta haz etmediğim (bu çağın insanı değilim gerçekten galiba ahahha) e-kitaplara bile öncelik verebilirim...
      Her neyse, kitaplar iyi ki var <3

      Sil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.