20 Temmuz 2023 Perşembe

Zamaaannn Şu An'a Aksın!

Kitap: Ağaçlar - Hermann Hesse (Kolektif Kitap)

Son günlerde kendimi kitaplara bıraktım. ''Alın beni,'' dedim ''saldım sayfalarınıza kendimi.'' Dost bir kucaklaşma gibiydi. Nefes alıp veren ağaçlar sanki o kağıtlarda hala varlıklarını sürdürüyorlardı. Öyle güzel kitaplar okudum yani. Bu durum, en büyük hokus pokusların da ötesine geçen büyüleyicilikte değil mi? Yani düşünsene! Tüm o harfleri bulmuşsun, üstüne yan yana koymuşsun, üstüne harfler kelimeleri kelimeler cümleleri cümleler paragrafları paragraflar ölmüş ağaçların yeniden yaşamasını sağlamışlar. Gelmiş geçmiş en güzel buluş. Gelmiş geçmiş en güzel hokuuuss pokuss. 

Bazı kitaplar zaman büyüsü yapıyor. Evet, Dudu Peri gibi. ''Zamaaaannn ileriye aksın'' gibi. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorsun. Bir kitap alıyorsun eline, kuruluyorsun koltuğa veya kaykılıyorsun yatağa ve işte hokus pokus, expecto patronuumss. Ruhunu emen her şey uzakta. Zamandan da bağımsızsın. Sen ve kitabın, nefes alıp veriyorsun kelimelerle. Bazen de zaman geri akıyor. Eskilere gidiyorsun. Bazen kitabın içindeki kurgusal evrene giriyorsun. Karakterlerle geçmiş zamanın birinde oradan oraya koşuyorsun veya oraya buraya sığamıyorsun dar odaların geniş düşüncelerinde. Bazen kendi zamanında geriye gidiyorsun, artık eskimiş zamanlardan el sallayan anılara dalıp dalıp gidiyorsun. İster ileriye, ister geriye aksın zaman; şu anın o kitap oluyor işte. Hem şu anımız neler neler olmuyor ki? Varsın kitaplara verelim an'larımızı. 

Bazen bazı kitaplarsa şu an'ı donduruyor. Onu görür görmez vuruluyorsun. Alıyor bağrına basıyorsun. Ne çocuksu bir sevinçtir bu. Ne gerçek bir an. Bana böyle hissettiren başka anları düşünüyorum. Elbet var. Ama çok sınırlı. Neden böyle acaba? Tüm bu sınırlar niye var? Kim koymuş onları oraya? Hislerin sınırları mesela. Kötü hislerin sınırı daha geniş sanki. Herkes her yere şimşek hızıyla at koşturabiliyor. Herkes olmasın, sen olma; bazen hislerin senden bağımsız at koşturuyor. Ne olduğunu anlamadan bir hüzün çörekleniyor içinde bir yere. Yeri arıyorsun bulamıyorsun. ''Seni bir elime geçirirsem var yaaa'' diyorsun. Yok korkmuyor da insafsız. Daha da yayılıyor, yerleşiyor içinde bir yere. Nedenini aramak da nafile. Diyorsun iyi bari miskin bir his bu. Miskin hüzünleri misket şeffaflığındaki sevinçlerle iyileştirmeye çalışıyorsun. Çocuksu neşeler uyduruyorsun. ''Vaaay kitaplarım,'' diyorsun en son çare. Sonra kitaplar da sana ''vaaay benim canım'' diyor. Sonra işte zamaaaannn şu an'a akıyor.


bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsin.




10 yorum:

  1. Potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu, bu yükselmenin sürekliliğini ve daha önemlisi artık daha büyük bir coşkuyla yazdığını hissettiren enfes bir yazıydı yine.

    Okur çok keyif aldı:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar da buna sevindi :) Teşekkür ediyorum.

      Sil
  2. Kitapların yeri ayrı, okurken o dünyadan kopuşu ben de seviyorum. İnsan sanki birden fazla hayat yaşıyor gibi hissediyor, tabii kitap tarzınıza uygunsa. :) Son paragrafı ayrı bir sevdim, kalemine sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bence de birden fazla hayatı yaşamışsın gibi oluyor ve bu da bakış açısı veriyor. Bu da güzel bir his. :) Teşekkür ederim :)

      Sil
  3. ah bak bütün yazınla özellikle ikinci paragrafla duygularımıza tercüman olmuşsuuun :)

    YanıtlaSil
  4. Üç akşamdır kitabı elime alıp üç sayfa okuyup sızıyorum. Oysa kitap çok güzel gidiyor ve meraktayım da ama sıcaktan bayılıyorum olduğum yere... 🫠🫠

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Havalar abartı bir sıcaklıkta gerçekten. Sıcakta okuyamam aslında ama bu aralar maşallah okuyorum. Sanırım okumak savunma mekanizmam bu sıralar. İyi hissettiriyor. Size de iyi okumalar diliyorum. :)

      Sil
  5. Dudu Peri’den, Harry Potter’a nostalji oldu :)

    YanıtlaSil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.