5 Temmuz 2023 Çarşamba

Helyumlu Sözcükler.


Buraya yazmanın rahatlatıcı bir yanı var. Sessiz gece havası gibi. Sesler kesilmiştir. Sen ve bilgisayarın karşı karşıyasındır, yazarak konuşursun. Sadece sen anlatırsın anlatmasına ama içten içe bilirsin. O ekranın karşısında bir şey var. Biri. Birileri. Veya sadece kendin. Sana anlatıyorum; ama en çok da kendime anlatıyorum gibi. İnsan pek çok şey anlatmak için çırpınıyor. Bazen bir şey anlatmazken bile bir şeylerin anlaşılabilmesinin derdine düşebiliyor. Oysa kendimiz kendimize çok az şey anlatıyoruz. Kendimizi, karşımızdakini ve ikimizi kapsayan birlikteliği çok az anlıyoruz bu nedenle. Bazense hiç.

Sanırım ben bir iz sürücüyüm. Neyin izini sürdüğümü hiç bulamadım. Evet daha bunu bile bulamadım. Ama sanki hayatımın büyük bir kısmında bir şeyi aradım. Neyi acaba? Bugün geldiğim noktada bu şeyin ne olabileceğine dair taşıdığım bilgi de kaybolmuş gitmiş gibi. Belki de önemi kalmadı. Belki de kendi kendime yaptığım telkinler sonuç verdi. Nihayet güçlüyüm! Yaşasın...

Sanırım kendime bir özgürlük çemberi çizdim. Böylece kendimi onun içine hapsettim. Bu çember konfor alanım mı? Evet. Beni kalbimin isteklerinden geri tuttuğu kesin. Ama yine de bu söz öbeği bu alanın kapsamını tam olarak karşılamıyor. Daha başka bir şey bu. Konfor alanı, adı üstünde bir alandır. Sınırları bellidir ve bir yerden sonra konumunu kestirebilmen olası olur. Oysa bahsettiğim ''çember''de yaşam öyle değil. Bu çemberin içindeki yerçekimi tersine işliyor gibi. Ayağımdaki ağırlıklar beni gökyüzüne düşürüyor. Göğe çakılıyorum!

Sessiz gece havaları yanıltıcı olabilir. Elle tutamadığın güvenilmez duygular etrafını sarabilir. Bazen sesli gündüz havaları da böyle olur. Elle tutabildiğin gerçeklik seni pataklayabilir. Çemberin varlığını keşfetmediysen kaçabilirsin sanırım. Yoksa, oradan da kaçman gerekir. Boğulmamak için. Çakılmamak için. Yere konabilmek için.

Belki de aradığım şey buydu, budur. Konabileceğim bir yer. Konabileceğimiz pek çok yer var aslında, bunu bilmiyor muyum sanıyorsun. Bir arkadaş, bir sevgili, bir iş, bir mekan, bir evcil hayvan, bir bitki; hepsi! Sanırım hepsi de geçici uğrak noktaları. Peki kalıcı olan ne? Bana sensin deme.

Çemberden çıkış yok mu sence? Veya bu çemberi genişletmek mi mümkün sadece? Diğerlerinin çemberleriyle kendi çemberini bir noktada kesiştirdiğinde, o zaman daha büyük bir çember mi elde ediyorsun? İki kişi birbirinin çemberine konabildiğinde, o zaman başka yerler görebildiğin için daha mı özgür hissediyorsun? Ben neden yapamıyorum bunu diye düşünüyorum. Hatta çoğu zaman bende bir şey eksik diye bile düşünmüşümdür. Bu iyi veya kötü bir şey değil. Bir hata veya kusur değil. Hatta belki de giderilmesi gereken bir şey bile değildir. Belki de ben fazla mesaide çalışan beynim nedeniyle gökyüzüne yükselip yükselip helyum gazlı sözcükler yazıyorumdur, bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bu helyumlu sözcüklerimin bana izini sürdüğüm şeyler hakkında bilgi verdiği.

Sanırım bu çemberde kalmayı sürdürebilmek için, bir noktada hep benden beklenen şeyleri yaptım. Mükemmel birisi değilim. Öyle bir saçmalığın olmadığının da farkındayım. Ama... Ama bilmiyorum. Biri bana ''sen şöyle birisin'' dese, bu iyi bir şey olsa bile, çoğu durumda ''hayır sus değilim!'' diye haykırasım geliyor. ''Çünkü o dediğin şeyler benim kabuğum!'' Ben o değilim. Bunu biliyorum. Bunu herkes yaşıyordur belki de bilmiyorum. Zaten herkesle de ilgilenmiyorum. Ben rahatsız hissediyorum. Benim için önemli olan sadece bu oluyor bu noktada. Belki de ''ben''lik kavramına çok fazla anlam yüklüyorumdur, bunu da bilmiyorum.

Bildiğim tek şey. Ben ruhumu ferahlatan bir yaşam sürmek istiyorum. Bu tip yazılar yazmak bana fenalık getiriyor aslında biliyor musun? Çünkü sorunumu saptadım. Saptayalı oooo çok oldu. Ama çözüm? Bulamıyorum. Veya buldum da henüz bunu bilmiyorum.

Umarım konmak isteyeceğim bir yer belirir ufukta. Er ya da geç bir yere konacağımı biliyorum. Ama o yeri sevmek istiyorum. 

Acaba neden böyle hissediyorum? 

Acaba neden böyle biriyim?

Aslında gerçekten merak ettiğim de yok.

Sadece sessiz zamanlar böyledir. Sana helyumlu sözcükler yazdırır.

Bu kadar.


bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsin.



6 yorum:

  1. helyumlu sözcük :) ne güzel buluş :) arayış bitmez yani :) özgürlük çemberi :) yani belli sınırlar içinde özgürlük :) iz sürücü :) stalker (tarkovski) :) pekii :) sıcaktan bunlar hep :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Helyum, tam da hislerime tercüman olan bir element oldu açıkçası :))

      Sil
  2. İçinden gelenleri bu kadar güzel aktarabilmen ayrı bir yetenek. İlgiyle okudum yine, kalemine sağlık. Sen yazdıkça memnuniyetle okuruz. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum, böyle düşünmene sevindim :)

      Sil
  3. Sorunu saptamak yolun yarısıdır, kalmış diğer yarısı yani çözümü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama işte sorun, sorunu saptayalı çok zaman geçmesi :) Olsun. Çok da kasmamak, önemsememek lazım. Meseleleri mesele yapmazsak ortada mesele kalmaz hem :)

      Sil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.