3 Temmuz 2023 Pazartesi

Im Juli (Temmuz'da) | Film Yorumu


Yönetmen: Fatih Akın

Senarist: Fatih Akın

Yapımı: 2000 - Almanya


Daniel (Moritz Bleibtreu) genç bir stajyer öğretmen. Hayatı oldukça tekdüze. Kendisi de. Bir gün Juli (Christiane Paul) isimli genç bir kadının ona baktığı fal ile hayatı değişiyor. Juli Daniel'e en yakın zamanda karşısına üzerinde Güneş'i taşıyan ve onun güneşi olacak bir kadının çıkacağını söyleyerek akşam için bir konser bileti uzatıyor. Daniel, o akşam tek başına vakit geçirmek yerine dışarı çıkıyor. Gözü kulağı aşkında tabii; nerede bu Güneş? Sonra onu görüyor, Melek'i (İdil Üner).

Melek Almanya'da yaşayan bir Türk kızı. O akşam Daniella birlikte vakit geçiriyorlar. Daniel zaten daha onu tanımadan Melek'e aşık olmuş. Melek sabah olduğunda memleketine, İstanbul'a döneceğini söylüyor. Cuma öğleden sonrasında köprü altında biriyle buluşacağını. Melek gidiyor gitmesine ama Daniel onu yüreğinden yolcu edemiyor. Melek'in ardından yollara düşüyor, istikamet İstanbul.

Aşkı için yolculuk yapan tek kişi Daniel değil tabii. Juli. O da yollara düşüyor aşkı için. Ancak Juli Daniel'in aksine aşkının peşinden değil, ondan uzaklara gitmek için yollarda. Yolda durduracağı ilk arabanın gittiği yere gidecek, artık neresi olursa. Yeşerememiş aşkını kurumaya bırakıp çekip gitse yeterli. Ancak kader ağlarını örmüş bir kere, bizim ikiliyi yolda karşılaştırıyor. Juli otostop çekerken Daniel'ın arabasına biniyor. Onunla birlikte İstanbul'a gitmeye karar veriyor. İkili yolda bir sürü macera yaşıyorlar. İstanbul'da bir köprüde aşkı bulmak için.


Kaynak: IMDb

Filmi bundan üç dört yıl evvel izlemiştim. Çok da sevmiştim. Filmi sadece bir kez izlemiş olmama ve üstünden zaman geçmiş olmasına rağmen sahneleri aklımda capcanlı duruyordu. Temmuz ayında olmamızdan da mütevellit, dedim ben bir kez daha bir izleyeyim şu filmi. İyi de yaptım. Öyle iyi geldi ki. Yaz esintisi gibiydi. İçimi ferahlatan, usulca esen ve başımda yıldızları döndüren bir aşk filmi. Güldürmesi de cabası.

Yol filmlerinin bendeki yeri ayrıdır. Müzikleri bir başka olur, diyalogları; maceraları... En önemlisi de karakterleri. Bazen karakterler arka fonda kalır; yol başroldür. Bazen de tıpkı Im Juli'de olduğu gibi karakterler bir aradayken spot ışıklarını üzerlerine çekerler. Ne yaşadıkları bile önemli olmaz; çünkü izleyicilerin gözü kulağı aslında karakterlerdedir. Ne yaşasalar he denilir geçilir, izlenilir. Hisler önemlidir. Karakterlerin verdiği his. Birlikteyken yaydıklarını his. Yazımın bundan sonrasında filmin içeriğine de değinecek ve olaylar üzerinden filme dair hislerimi açıklayacağım. Yani aman diyim, SPOILER yiyebilirsiniz dikkat!


"Aşkım... Kilometrelerce yol kat ettim, nehirleri geçip dağları aştım, hüsrana uğradım ve ızdırap çektim. Nefsime karşı koydum ve güneşi takip ettim. Böylece senin önünde duruyorum ve sana 'Seni seviyorum' diyorum."


Aşkı için yollara düşen bir adam. Aşkıyla yollara düşen bir kadın. Sonra bir an geliyor birbirlerinden kopup karanlığa karışıyorlar. Tıpkı Güneş'in Ay'ın ardında kaybolması gibi, yüz yılda bir gerçekleşen bir olay gibi; aşkın gerçekliğini keşfetmek için güneşi kaybediyorlar. Filmdeki Güneş tutulması sahnesi de en sevdiklerimden biri bunun için. Juli'nin gidişini fark etmesiyle karanlıkta kalıyor Daniel. Çünkü güneşi gidiyor. Dağı, tepeyi aşıyor; otobanları, nehirleri. Izdırap çekiyor, kayboluyor. Sadece ve sadece ''seni seviyorum'' diyebilmek için. Güneşine. 

Gerçek aşkı bulacağına inanmıştı Daniel. Ancak bunun yerine aşkın gerçekliğini buldu. Güneş'i aradı ama aslında en başından beri kendi güneşi (ışığı) burnunun dibindeydi. Ancak onu görebilmek için uzun yolları aşması gerekti. Juli ise aşkını söylemeyi bekledi, bekledi ve bekledi. Geri dönmemek için kendi kendine bahaneler buldu. Belki de dönmek istediği tek yer Daniel olduğu için. 

Bana göre Im Juli aşkı en güzel anlatan filmlerden birisi. Dolayısıyla, temmuz ayı içerisinde bir bakın bakalım derim.

Hoşça kalın.

:)


İdil Üner - Güneşim dinlemek için tıklayabilirsiniz.

cowboy junkies - blue moon revisited (a song for elvis) dinlemek için tıklayabilirsiniz.




12 yorum:

  1. Ennnn yakın zamanda mutlaka izleyeceğim. Özellikle temmuz bitmeden izlemek istiyorum. Bazı filmler, şarkılar ve diziler bazı mevsimlere ve aylara özelmiş gibi geliyor; büyüsü asıl o zaman hissediliyormuş gibi. Bu filmi de temmuz ayı bitmeden izlemek gerekiyor bence. Çokça sevgilerimi yolluyorum sana <3 Bu güzel filmi bizle paylaştığın için teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederiimm :) Sana katılıyorum. Bence de bazı filmler, kitaplar bazı zamanlarda daha başka tat veriyorlar. Sanki mevsimi o zamanmış gibi :) Umarım severek izlersin, iyi seyirler dilerim şimdiden.

      Sil
  2. Bunu uzun zaman önce izlemiştim. Sevdiğimi hatırlıyorum ama detayları unutmuşum, finali güzeldi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sonu da hoştu, ben de beğenmiştim :)

      Sil
  3. fatih akın çook iyi yaaa :) soul kitchen ve solino, özellikle :) yol filmleri sevilmez miii :) thelma louise, true romance, route 66, paris texas gibi :) bu filmdeki moritz adlı oyuncu da artık filmlerde ve dizilerde oldukça popüler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu filmini izledim sadece. En çok Duvara Karşı'yı merak ediyorum :) Paris Texas ile Thelma ve Louise de kenara köşeye ekran görüntüsü aldıklarımdandı sanırım, bir ara izleyeceğim :) Ama yönetmenden bağımsız bahsettiğin diğer filmler de bu tarzdaysa severim muhtemelen. Özgünlük olunca o farklı hava filmi de farklılaştırıyor. Dümdüz aşk filmi sevmem misal :) Önerilerin için teşekkür ediyorum :)

      Sil
    2. blue valentine (2010), aşkın büyüsü (1999) :)

      Sil
    3. İlkini biliyorum ama izlemedim, ikincisine de bakayım. Teşekkür ederim :)

      Sil
  4. I'm Juli en sevdiğim aşk filmlerinden ve ben de yol filmlerine bayılırım. Yol ve yolculuk temasının güzel işlendiği filmleri hep ayrı köşeye koyarım. İzlemediyseniz 303 filmini öneririm. Daha light bir film olarak da Leap Year- Aşka yolculuk filmini öneririm. Bu filmde çok güzel manzaralar var :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İki filmi de izlemiş sevmiştim. Ama önerileriniz için teşekkür ederim. :) Leap Year'ı pek hatırlamıyorum. 303'teki diyaloglar güzeldi. Bu filminse kendine has havasının olmasını ve her şeyin basitçe anlatılmasını seviyorum. Görüntüler de güzel dediğiniz gibi. :)

      Sil
  5. İzlemediğim filmlerden, bilmiyordum:) Yazını okuyunca öğrendim:))) Merak ettim, bir ara izlemeye çalışacağım:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım siz de seversiniz. Şimdiden iyi seyirler dilerim :)

      Sil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.