Bir yaz akşamında bir keresinde, yoksa sonbaharın ilk demleri miydi, pencereme bir yusufçuk konmuştu. Ne olduğunu o an anlamamıştım tabi. Nasıl göründüğünü bile şu an unuttum biliyor musun? Sana nasıl tarif etsem... Dur... Durdun mu? :) Tamam, bak şöyleydi... Uzun vücudu ve farklı, parlak kanatlarıyla değişik bir havası vardı. Kanatlarını çırpış şekli ilgimi çekmişti. Öyle ki evime girmeye cüret eden böcekler içinde ilk kez ondan korkmadım. O bana ben ona bakıyorduk. Seni bir yerden çıkaracağım ama... diye düşünüyordum. Sonra anladım; onun dilekleri gerçekleştiren böcük olduğunu!
Onun gitmeye niyeti yoktu. Ben de googlelamam sonucu onun kimlerden olduğunu öğrenmiştim. Sonra gözlerim parlamış olmalı. ''Vaoovv'' diye onu incelemeye başladım. Bu sırada o neler düşünüyordu bilinmez... Sonra göbek adına yarışır bir hızla uçmaya başladı. Evimi iniş pisti olarak bellemiş gibi gelmişti o an bana. Ben de pencereyi ve ışıkları kapatıp sessizliğe gömüldüm. İşte o an ondan da ''ama sen böcüksün'' diyerekten korkmuştum. Yine de onu bir süre daha uzaktan gözlemledim. Cidden gitmemişti. Bense dilek dilemeyi unutmuş gibiydim. Sonra bir an geldi ki anımsadım: ''Dileekk!''
O an, uçtu. Uç uç böceği oldu. O an, hızlıca, aklıma gelen ilk şeyi fısıltılarla haykırdım. Beni duydu mu bilmiyorum. Umarım duymuştur diye düşünmüştüm. Yeni yıla daha çok var ama lütfen Noel Baba olmasan da, kışa kadar bana hediyemi gönder. Bizim evde şömine yok; ama inanıyorum ki sen bir yolunu bulursun! Doğum günüme kadar lütfen, unutma!
Galiba geç kalmıştım. Çünkü düşünüyorum da, beni gerçekten çooook uzun süre bekledi. Ama o an o, o kadar güzeldi ki sevgili okur; ben her şeyi unuttum. Sana da olur mu bu, güzel, belki de ilginç bulduğun için ''güzel'' sıfatını hak etmeye hak kazanan, bir şey gördüğünde unutur musun? Unutamadığın her ıvır zıvırı.
Bazen bir şeyler isteriz değil mi? Ama bir an gelir, boş gelir. Neden istiyorum bunu, diye düşünürsün. Cevap yok. Tıpkı bir yusufçuğu izlerken geçen süre gibi. Bakarsın bakarsın. O dilek uçmuş gitmiş, yok. Neredesin dileğim, hanimiş benim dileğim? Yok. Sanırım uzun süre beklediği için. Sen ona çok uzun süre baktığın için uçmuş gitmiş. Yoksa sen mi kalkmışsın yerinden? Belki bu ikincisidir. Sonuçta akşamlar biter, geceler biter, günler de. En uzun gün bile biter. Mevsimler biter. Ateş eden güneşli günler de. Çoook sıcak günler de, çok soğuuk günler de. Üç saatin üç dakika gibi geçtiği günler de, üç saniyenin üç asır sürdüğü günler de. Hepsi bitiyor, değil mi? Dilekler de uç uç böceği oluyor belki de. Veya vın vın böceği. Pardon, öyle olursa otomobil böceği olurdu. Zzzrr böceği, demeliydim. Tamam, helikopter sesini bulmaya çalışıyordum, pes.
Belki de, ama belki de, vermiştir dileğimi bana. Yusufçuklar pek çok eski öğretide kendine yer bulmuş bir canlı türüymüş. İster eski öğretiler, ister çocuk masalı, ister kocakarı uydurması... Ben severim böyle efffsaneeleri. İşte yusufçuklar da efsaneleriyle uçuyorlar sanki. Böyle geliyor bana öğrendiklerimden sonra. Böyle hayal ediyorum, dünya daha ilginç bir yer oluyor. İşte! Amerikan yerlileri bizim bu böcükleri ''rüya taşıyıcısı'' olarak tanımlamışlar. Bu yüzden de onlara rüyanı fısıldarsan, işte rüyyaaa gibi dileğini, dileğin gerçek olurmuş. İlk öğrendiğim bilgi de buydu onlar hakkında. Sonra, onların metamorfozu simgelediklerini öğrendim. Bu da sanki dileklerle bağlantılı. Bir kozanın içinde büyüyen dilekler. Bir kozanın dışında büyümeye çalışan insanlar.
Yusufçuklar için ''sır taşıyıcısı'' da denir mi acaba? Bence bu isim de onlara çok uyardı. Onların zrrrr zrrr diye uçuşuyla birlikte dilekler tüm dünyayı dolanırdı. Sonra büyürlerdi. Sonra dönüşürlerdi.
çok sevgiyle sana ve sana J.B. (bir şeyler dinlemek istersen tıklayabilirsin.)
Güzel bir şey görünce unutmuyorum ama saçma bir şekildeağlamak geliyor içimden. Güzel bir anıydı:))
YanıtlaSilEvet ben de genelde duygulanırım. Her zaman değil ama bazen bazı anlarda göz dolma perileri geliyor ve gözümü yaşartıyorlar :))
Silonun adı yusuf olmalı :) ceyn birkiiin :) havuz (la piscine)/ le mouton enrage (netteki filmlerinden) çokzeel :)
YanıtlaSilÇok çok büyük bir hayranı değildim ama Jane Birkin'in ölüm haberini okuyunca gerçekten üzüldüm. Bu şarkısıyla keşfetmiştim onu. Bu yüzden minik bir anma anı yaptım paylaşarak. Filmlerinden hiç izlemedim, bakayım :)
SilEvini iniş pisti mi yaptı :)
YanıtlaSilSineklik vardı, Kule'den izin alamadı yani :))
SilÇok tatlı bir yazı olmuş:))) Gülümseyerek okudum satırları:)))
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
Sil