Merhaba, nasılsınız? Beni soracak (veya sormayacak) olursanız... Ben heyecanlıyım. Sevdiğim şeylerden bahsetmeden evvel zaten içim hep kıpır kıpır olur. Bir de yıl sonu dökümünü kastediyoruz hadi ama... Bu yazıyı yaklaşık on gün evvel yazmaya başladım. O günden beri aklıma geldikçe yazıya bir şeyler ekliyor ekliyor çıkarıyorum. Bir yazıyı, hele de bir blog yazımı, böyle zamana yayarak gıdım gıdım yazmak (tahmin edersin ki) pek de benlik bir şey değil. Çünkü bir an evvel lafa girmek ve içimdekileri paylaşmak istiyorum. Öte yandan, yılın son günü gelmeden bunu yaparsam, yılın son gününe kadarki günlerde -olur ya- keşfedip çok seveceğim şeylere de ayıp olacak... Ah bu nasıl bir çıkmaz! Ahahahah, sonuçta dayandım. Yok mu bir tebrik? Tamam, yeni yıl kutlamalarına daha bir gün var ama sıkıldım. Aynı zamanda artık listeye bir şeyler ekleme beklentisinde olmak da istemiyorum. Bu yılım bu kadardı işte, tatmin oldum! Hem belki yeni yıl listesi falan oluşturuyorsan bu yazımda sana hitap edecek bir şeyler bulabilirsin; hem belki yeni yıl listeme senin bırakacağın yorumla bana ilham olacak bir şeyler ekleyebilirim. Ah bu da heyecanlı!
Bu yazımda sizlerle 2024 yılı içerisinde neler okudum, neler izledim ve bunlar arasından favorilerim neler oldu bunları paylaşacağım. Sizler de benimle yorumlarda buluşursanız çok mutlu olurum.
OKUDUKLARIM
Bu yıl 58 kitap okumuşum. Geçen yıldan 15 kitap daha fazla. Hatta yanılmıyorsam (çünkü pek kıymetli arşivime bakmadım) son 5-6 yılın okuma anlamında en verimli yılı bu yıldı benim için. Alkışlar alkışlar! Tabii ben sayıya pek önem vermiyorum artık. Bakın bu kendimi kandırma cümlem de değil; çünkü yine iyi kötü bir şeyler okumuşum hani. Hatta fena bir sayıya da ulaşmamışım. Ortalamaya vurursak her hafta bir kitap, artı bonus altı kitap okumuşum yıl içinde. Bereket versin. Öte yandan dediğim gibi bu sayının bir önemi de yok. Örneğin aralık ayında sayı olarak yine baya kitap okudum ama hepsi inceydi. :) Aralık ayında gerçekten bana bir okuma aşkı geldi. Ama kalın kitapları okumayı da gözüm yemediğinden, yıllardır kitaplığımda bekleyen ince kitapları aradan çıkarmaya karar vermişim (ve kütüphanede gözüme çarpan ince kitapları...). Vallahi ben de farkında değildim bu kararın ama güzel de oldu hani. Neyseee. Benim asıl önem verdiğim ve bu yıl başarabildiğim durum ise niteliksel olarak zengin içerikli bir okuma süreci geçirmem oldu diyebilirim. Bu yıl farklı ülkelerin edebiyatlarından, ilk kez okuduğum yazarlardan ve düşünce dünyamı zenginleştiren kitaplardan okumalar yaptım.
''En'' dediğimizde ben hep donakalırım. Ama en dediğim on, ay hadi on beş olsun... Tamam! İşte sizlerle 2024 yılında okuyup ''en'' çok beğendim dediğim on beş kitabı herhangi bir sıralama olmaksızın paylaşıyorum (sayılar kolay takip edelim diye - yoksa hepsini beğendim). Aralık ayı dengeleri çok bozdu vallahi. Aralıkta okuduğum kitapların genelini beğenmişim, kararlarım şaştı hangisini seçeyim diye. Darısı 2025'e inşallah, aldım kabul ettim 777. :)
Kitap ve yazar isimlerinin üzerlerine tıklayarak ilgili kitabın yorumuna bloğumdan ulaşabilirsiniz. Tıkladığınız an yorum yazıma ışınlayacağım sizi. Hokuuss pokkuuss...
Not: Bu sıralamaya sadece ilk kez bu yıl okuduğum kitapları dahil ettim. Daha önceki yıllarda okuduğum ve sevdiğim için bu yıl tekrar okumuş olduğum kitaplar listeye dahil değil. Aksi halde haksızlık olurdu. Ama yıl boyunca okuduğum ve izlediğim çoğu şeyin yorum yazısını bloğuma yazdım. Onlara da göz atmak istersen bloğumu dilediğince gezebilirsin.
1. Kadınlar Ülkesi, Charlotte Perkins Gilman.
2. Siyah Lale, Alexandre Dumas.
3. Yüreğinin Götürdüğü Yere Git - Susanna Tamaro.
4. Portobello Cadısı - Paulo Coelho.
5. Küçük Ağaç'ın Eğitimi - Forrest Carter.
8. Uygarlığın Ayak İzleri 3: Batı Resminde Aşk ve Bazı Küçük Felaketler, Celil Sadık.
10. Raşomon - Ryunosuke Akutagava.
11. Bir Noel Şarkısı - Charles Dickens.
12. Berlinli Apartmanı - Yaprak Öz.
13. Noktürnler - Müziğe ve Günbatımına Dair Öyküler, Kazuo Ishiguro.
14. Adem'den Önce, Jack London.
15. Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk - Wilhelm Genazino.
Bu yıl aynı zamanda 1000Kitap uygulamasını (reklam değil) aktif olarak kullandığım bir yıldı. Oraya okuduğum her şeyi kaydettiğim için sitenin bana sunduğu yıl sonu istatistiği doğru. Bunu söylüyorum çünkü siteyi kullandığım önceki iki yılda daha evvel okuduğum kitapları da kaydettiğim için yıl sonu listem doğru değildi ve istatistikleri bu nedenle net görememiştim. Bu yıl ise hangi yazarı, hangi ülkenin edebiyatını, kaç kitapla, kaç puan vererek vs okumuşum çeşitli kategorilerden bunu takip edebildim, bu da tabii güzel oldu. İşte o istatistikler:
![]() |
genel rapor. |
![]() |
en çok okunan yazarlar. |
![]() |
en beğendiğim kitaplar(mış). |
![]() |
dil ve ülkelere göre. |
![]() |
ilk 6 ayım. |
![]() |
ikinci 6 ayım. |
İçlerinden okudukların, okumak istediklerin veya şimdi görüp meraklandıkların var mı? Okudukların varsa onları sen nasıl bulmuştun?
İZLEDİKLERİM
Bu yıl çok çok çok az film izledim. Ne kadar okuduysam, o kadar izlememişim özellikle de son yıllarımı düşündüğümde. Dediğim gibi okuduğum ve izlediğim çoğu şeyi bloğumda yorumladım zaten. ''İzlediklerim'' etiketine tıklayarak da (bu yazımın altındaki etiketler kısmında da bulabilirsin) izlediğim yapımların yorumlarına ulaşabilirsin (ulaşırsan oradan da ses ver iki kelimenin sohbetini yazalım!). Bunun dışında seninle 2024'te izleyip beğendiğim yedi filmi paylaşacağım şimdi. Herhangi bir beğeni sıralaması olmaksızın yazıyorum.
Film isimlerinin üzerlerine tıklayarak ilgili filmin yorumuna bloğumdan ulaşabilirsin. Hemen ışınlanacaksın, hemeenn.
1. Only Yesterday (Dün Gibi), Isao Takahata, 1991.
2. My Blueberry Nights (Benim Aşk Pastam), Kar Wai-Wong, 2007.
3. Frances Ha, Noah Baumbach, 2012.
4. Postman Blues, Hiroyuki Tanaka (Sabu), 1997.
5. Paris, Je T'aime, 22 farklı yönetmenin filmi, 2006.
6. The Love Witch, Anna Biller, 2016. (yorum yazısı blogda yok)
7. His Three Daughters, Azazel Jacobs, 2023.
Bu yıl ne anime, ne dizi, ne mini dizi izledim. Bu yıl direkt izlemedim anlayacağın. Her neyse! Yine de bir dizi izledim ve beğendim. Herkes de beğenmeyecektir bu diziyi ama yazmazsam bir arkadaşıma ihanet etmişim gibi falan hissederim. Dizi isminin üstüne tıklayarak yorum yazıma (yine) ışınlanabilirsin.
DÜŞÜNDÜKLERİM
Bu yıl çok bunaldığım, gri düşüncelerle boğuştuğum, bazen ağlamaktan içimin çıktığı, daha evvel hiç bu kadar yalnız hissetmediğimi düşündüğüm (ki bak bu benim için başarı oldu ahahah *-*), panik atak belirtileri verdiğim, kafamı topladığım, kalbimi dağıttığım, yıldızları tutmak için debelenmeyi bırakmaya ısındığım, kendimi sevme yolunda boyut atladığım, ne istemediğimi anladığım, mızıldanmanın faydasızlığını dinlediğim, affettiğim, beklentisizliğin dayanılır hafifliğini keşfettiğim, gündemle birlikte içimde öküzlerin tepindiği, geçmişte özlenecek bir şeylerin olmadığını kendime kanıtladığım, geleceğe umutla olmasa da bakmam dışında bir seçeneğin olmadığını algıladığım, şimdinin dayanılır ağırlığının huzurunda yazılar yazdığım bir yıl idi.
Bu yıl çok fazla yazı yazdım. Biliyorum, ben blog yazarlığındaki varlığımın başlangıcından beri hep çok yazı yazmışımdır. :) Ama bu yıl, sana karşı çok dürüsttüm. Böylece, kendime karşı dürüst olmadığım noktaları keşfettim. Bu nedenle zırt pırt yazılarımı kaldırdım, sildim, tuhaf şeyler oldu. Biliyorum, aslında bunlar kimseyi de ilgilendirmiyor ama ne bileyim... Buradaydın ya, sana o yüzden bunu da açıklamak istedim.
Bu yıl sanırım büyüdüğüm yıldı. Ocak ayının başında doğum günüm var. Yeni yıl biraz da yeni bir yaşın heyecanını içinde taşıyor benim için. Daha önce hiçbir yaşıma gireceğim için bu kadar paniklememiş, bu kadar heyecan duymamıştım. Tabi bunu belki doğum günümde bir yazımla anlatırım (belki anlatmam bilmiyorum :) ama şunu biliyorum ki... Ben sadece kendimi bilebilirim ve benim bildiklerime göre diğerlerinin bildikleri ve değer verdikleri şeyler uyuşmayabilir. Benim çok değer verdiğim kişilerin veya durumların başkalarınca benim verdiğim değer kadar değerli görülmemesinin beni yıkacağını düşünürdüm. Oysa öyle değilmiş. Başka zaman olsa beni üzecek, kıracak bazı şeylerin beni kırmadığını tam da az evvel öğrendim. Biliyor musun, bence ben gerçekten de herkesin hayatında olması gereken biriyim (bunu bana başkaları da hep söyler ve sonra başka bir şeyi tercih etmeyi seçerlerdi sağ olsunlar). Ama içimdeki ışığı o kadar bol keseden dağıtıyorum ki, o ışık değerini kaybetmese de (varlığından), kıymet bilinmiyor. Bu da aslında aynı kapıya çıkıyor. Bazı şeyler için benim gözümde emek verilmeli, gerçekten bir yıldız gibi parlatılmalı. Parlayan bir şey hep içimde yaşar benim. Oysa herkes ve her şey için bu böyle değil. Yıllar boyunca bunu anlamakta hep çok zorlanmışımdır. Ama artık anlıyorum. Bu nedenle sanırım artık kendimi bir daha hiç yalnız hissetmeyeceğim.
2025 için not bırakır isem: Akışta ve açık olmalı. Bir şeyleri tutmak yorucu. 2024'te öğrendiğim en net şey buydu. 2025'in güzel geçeceğine inanıyorum, öyle de olsun.
Hedeflerimi buraya tek tek yazmayacağım. Sadece şunu söyleyebilirim ki, her yeni günde kendimin en yeni versiyonu olduğumu bilerek adımlar atmayı hedefliyorum.
Sen neler yaptın? Neler hissettin? Neler düşündün?
Nasılsın?
Bu yıl okuduğun en sevdiğin kitap neydi? En sevdiğin film? Dizi, anime? Şarkı?
Bu yıl karşına çıkan en güzel şey neydi? Bu yıl oluşturduğun en güzel şey veya?
2025 sana ne getirsin istersin? Sen 2025'e neler götüreceksin?
2025 bittiğinde bu yılı nasıl hatırlamak istersin? Bunun için neler yapabilirsin?
Mutlu yıllar.
:)
bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsiniz.