Geçtiğimiz günlerde uyandığımda yaptığım ilk şey aydınlanmış gökyüzünü ve onun serinliğini hissetmek olmuştu. Daha saat çok erkendi ama artık Güneş de erkenciydi. Sonra onlar geldiler: Kuş sesleri. Kendimi sanırım gerçekten Neptün'de falan hissettim. Neden ki? Bu kadar güzel şeyler güzel Dünya'ya ait olamaz mıydı? Güzel, masmavi gezegene.
Kuş sesleri sana hangi duyguyu hatırlatır? Bana... Sevgiyi. Kendiliğinden güzel olan her şey böyle; havada süzülen sevgi baloncukları. Tıpkı çocukken -sanırım??- bulaşık deterjanıyla köpürttüğümüz sudan üfleyerek oluşturduğumuz baloncuklar gibi. Havada yavaşça süzülür süzülür süzülür, pek tabii renkleri yansıtır ve sonra katı bir yüzeye çarpıp sıvıya dönüşür. Kaybolmaz, dönüşür. Tabii, balonlar ortadan kaybolduktan sonra artık heyecan verici değildir. Biz de yeni balonlar üfleriz.
Dün de bir kuş gördüm. Öncesinde bir karaltıydı benim için. Sonra dikkatimi ona verdim. Çünkü önümde zıp zıp zıplıyordu. Çok küçüktü. Tıpkı, sabah nereden geldiği belli olmayan o kuş seslerinin hayalet sakinlerinden olabilecek biri gibi görünüyordu. Bir süre gezindi, biraz hopladı, sonra da uçtu. O küçücük haliyle çok sevimliydi.
Çok güzel şeyler beni gülümsetir. Önceden ağlatırdı da, ne antikayım ben de. Kendiliğinden çok güzel olan her şey... sanırım bahsettiğim sevgi bu. Hep orada olan, bazen kuş sesleri gibi göremediğin ama yine de orada olan, küçük bir kuş gibi, havada süzülen bir baloncuk gibi, bir yerlere zıpladığında dönüşen bir şey. Dikkat kesildiğinde adını koyduğun ama bu olmadığında da aslında kaybolmayan bir şey. Hep olan bir şey.
Bazen ben de bunu göremiyorum haklısın. Bazen bu beni de derin bir umutsuzluğa sürüklüyor. Bu güzel gezegende güzel olmayan bir sürü şey var ve tüm bu şeyler bana çok fazla geliyor. Sen bakmasan da, orada karanlık ve sanki yayılıyor. Bazen çok öfkeleniyorum. Çok fazla. Sanırım daha da bir şey yazamıyorum. Oysa bu yazıyı bunun için yazmaya başlamıştım. Yazmak benim için çok tuhaf. Sanki yazarak Dünya'da gördüğüm şeylerden aldığım gücü, dünyaya karşı olan biten enerjime dönüştürüyorum.
Güneş'in doğuş anını hala izleyemedim. Ama batışını arada izliyorum. Son günlerde hava serindi. Bulutlarsa güzel.
bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsin.
güneş doğduğunda kuş cıvıltıları eveet bana yaşama sevinci, neşe ve enerji veriyor. ağaçları ve kuşları görmek yani :)
YanıtlaSilAslında yaşama sevinci gibi değil de benim için, güzel, sevimli şeyler. Yoksa iğrenç haberlerle dolu her yer.
SilÖnce blogda kuş seslerini dinledim, sonra bahçeyi ziyarete gelen kuşları gördüm. Her gün onlara ekmek kırıntıları ve su koyuyorum. Sürekli konserler vermeye hazırlıklılar. Burada kedilerle köpekler dost ama nedense kuşlara hiç rahat vermiyorlar.
YanıtlaSilGün doğumunun verdiği enerji bir başkadır. Saati değişmekle birlikte bu günlerde genellikle sabah altı civarı, altı olmadan.
Bu güzel yazıyla sabaha günaydın dedim.
Yüreğinizdeki sevgi hiç azalmasın.
Evet sürekli hazırlıklılar :)
SilBen de bu güzel yorumla gülümsedim, teşekkür ederim. Yazdıklarınız zihnimde tek tek canlandı. Sevgiler.
Gözümle görebildiğim ya da göremediğim tüm kuş seslerine hayranım.. ötüşü duyduğumda bambaşka bir dünyada hissediyorum kendimi, belki senin yazdığın gibi Neptünde :)
YanıtlaSilMelodilerine kendimi bırakıyorum, ta ki gerçeklik geri çağırdığında bile uzun süre kafamda o seslerle hareket ediyorum. Şu ara instada hep kuş videoları geliyor önüme :)
Bu dünyaya baktığın gözler hep gülsün <3
Ben de onları işittiğimde otomatik olarak iyi hissediyorum. Bambaşka bir dünyada gibi. :)
SilTeşekkür ederim <3
Çimlerin gerçekten üzerindeyken de dış dünyayı duymak çok güzeldir. Deniz sesini de çok severim konudan bağımsız. :)
YanıtlaSilKuş sesleri bana çocukları, neşeyi anımsatır. Yazın her yerde kuş cıvıltılarını duyarız, mutlu oluyor insan. :))
YanıtlaSilBen de kararsız bir ruh halindeyim. Her şey o kadar karışık ki umut etmek de karamsarlık da iç içe yarşıyor içimizde.
Evet yaza dair sevdiğim şeylerden biri de bu. Aslında ben cırcır böceği sesini de severim :) Yazın gecenin sesini de çok severim. Yani sessizliği :)
SilBenimkisi... Anlatamadığım bir hal. :) Hatta öyle ki bazen bu benim kendimden kaynaklı bir şey gibi düşünüyorum. Yani son günlerde böyle hissetmiyorum, sadece dış dünyada olan şeyler bunu tetikliyor. Aynı kuş seslerini duyduğumda nasıl iyi hissediyorsam, diğer kötü şeyleri gördüğümde bildiğimde de kötü hissediyorum. Umut veya umutsuzluk gibi değil, bu yüzden tarifi zor ama bir noktada yalnız hissettiriyor ve yazmak istiyorum. Sonra yazamıyorum da :) Böyle yani. En azından her yazımdan sonra güzel bir şeyin varlığını kendime hatırlatmış oluyorum.
Tamamdır bekliyorum merakla :)
YanıtlaSilAslı ve Ozan yazına iki saattir yorum atmaya çalışıyorum, blogger'da sorun var sandım, silmişsin ya:) Güzeldi o yazın da! :)
YanıtlaSilBu da çok hoş. Çocukluktan beri çok kuşum olmuştur, onların yeri hep ayrıdır ben de... Son paragraflarına da katılıyorum... Dünyada çok kötü şeyler oluyor ve bunlar bana fazla geliyor... Bazen hiç atlatamayacakmışım gibi geliyor o anları. Sonra bir bakmışım, geçmiş gitmiş. Sonra tekrar, kötü bir şey başka bir şekilde karşıma çıkıyor. Aynı şeyler... İçini karartmak istemem ama bu paragrafını sadece çok iyi anlayabiliyorum...
Hayır silmedim :) Ya tek bölüm ekledim o yazıma ama birkaç bölüm daha ekleyeyim demiştim. Onu düzenliyordum, sonra yazı çok uzadı ve eklediğim kısmı da sildim. Yeniden tek bölümle paylaştım :) Neyse yani okuyabilirsin şu an yayında. Ve yakalanmışım ya, daha kimse okumaz diyordum :)
SilBunun için kişisel instagramımı donduracaktım ama ınstagram bağımlısı olmuşum... Kitap hesabımda haberleri takip etmiyorum. Diğer hesabımdaysa hep önüme düşüyor. Gerçi kafanı çevirsen de bu olaylar oluyor. Özellikle de masumlara yapılanlar, alınmayan önlemler ve dahası beni öyle çok sarsıyor ve öfkelendiriyor ki... Elden de hiçbir ama hiçbir şey gelmiyor. Bu günlerde hele gerçekten kötü etkilendim. Ülke içindeki vahşi olaylar bir yana, savaşlar bir yana, kendi hayatımda yaşadığım tahammülsüzlükler bir yana. Bazen kaçmak istiyorum. Bunalımda falan da değilim bu arada, ben de ara ara böyle hissediyorum ki bence insan olan da hisseder yani. Her yerde kötü haberler var. Anca böyle güzel bir şeyler görüp şarj oluyorum. Belki de yapabileceğimiz en iyi şey iyi yaşamaya çalışmaktır, kendini yiyip bitirmek, üzülmek, öfkelenmek bir şeyi değiştirmiyor. Sanırım bu yüzden bu blogda hep tatlı şeyleri yazıyorum. Görmeye devam edebilmek için.
İyi ki geldin bu arada. Uzun bir yanıt yazdım ama ihtiyacım varmış.
Instagram'da koca bir hayvan, doğa, huzur kategorilerim var kaydettiklerimde. Sinirlendikçe onlara bakıyorum ben de. Instagram bağımlılığı da ayrı bir şey. Bende de var o. Tek bir hesap kullanıyorum, kendi psikolojim için ben de haberlerden uzak durmaya çalışıyorum ama evet, bir yerlerden çıkıyor karşımıza. Ne desem bilemiyorum... Kendi çevremdekiler işlerine ve kendi hayatlarına yoğunlaşmış durumdalar, bende bazen odak kaybına da neden oluyor bu haberler. Bu yüzden yalnız hissediyorum bu durumlarda. Ama senin de böyle şeyler hissettiğini okumak bana da iyi geldi, belki kulağa bencilce gelecek bilmiyorum... Dediğin gibi insan olanın hissetmesi gereken şeyler sadece...
SilKitap hesabımda sanat, doğa, edebiyat içerikleri var. Ama tabi arada bir şeye bakmış olayım, hemen keşfetime düşüyor... Bu genelde saçma bir şey oluyor tabi. Haber bile değil. Değişik bir algoritması var gerçekten. Kendi hesabımsa her telden şeye sahip. Instagramın bazı şeylerini sevmiyorum ama sevdiğim yanları da var. Benim de huzur temalı kaydettiklerim var. Yine doğa, hayvanlar vs'li. Bunun dışında magazinel olayları takip ediyorum. :) Bu da eğlenceli.
SilHaberlerse dediğim gibi iyi gelmiyor. Ama yine de haberdar olmak da isteyen bir yanım var. Önceden tv'den de izliyordum yemek vakti. Onu bıraktım da daha iyi oldum. Sosyal medyadan takip edince daha kısa süreli bakıyorsun neticede. Öbür türlü bam güm bir sürü haberi direkt dinleyip bilincine bilinçaltına artık almış oluyorsun. Hepsi de kötü...
Odağımızı değiştirmek de iyi bir yol aslında. Dümdüz kayıtsız olmak değil ama çok etkilendiğimizde bu tip önlem alınabilir bir süre belki. Yine de insan görünce de etkilenmeden duramaz. Bir de şu var, ben görmesem de o olaylar var. Önemli olan aslında olmaması ama malesef var. Bu da etkiliyor.
Bence bencilce değil. İnsan bazen kendini yalnız hissedebiliyor morali bozulunca. Ben de öyleyim. En azından aynı duyguları aynı zamanda paylaştığın birileriyle kısa süreli konuşmak bile iyi gelebiliyor. Dediğim gibi iyi ki geldin.
Öyle güzel anlatmış ve betimlemişsin ki, o anları yaşıyor gibi bir huzur doldu içime :)
YanıtlaSilAylardır sabahın erken saatlerinde işe yetişme telaşından güneşin doğuşunu izleme ya da kuş cıvıltılarını dinlemeye fırsat bulamadığımın üzülerek farkına varmış oldum..
Evet sorumluluklar olduğunda insanın kafası orada oluyor. Ama yine de izlemek, dinlemek güzel hissettiriyor. Yorumun için teşekkür ederim. :)
SilBen de oğlumla özellikle köyde oyun oynarken kuş sesleri duyduğumda mutlu oluyorum. Kendi evimizde de kuş sesleri duyuyoruz ama başka sesler bastırıyor sanırım, doğada daha net .
YanıtlaSilEvet şehirde bastırıyor gerçekten. Anca sabahın çok erken saatlerinde duyulabiliyor. O saatleri çok seviyorum. Sessizliğin sesi bile güzel geliyor. :)
Sil