Merhaba kış yıldızım. Yeniden bir aradayız. Senin kalbime verdiğin sağlamlığı özlemişim. Evet, sağlamlığı! Sen yerinde öylece ışıldarken, kalbim de yerinde usulca atıyor. Geçen yıl ile bu yıl arasında bile ne çok fark var değil mi? Yaz yıldızlarım kalbimde uçuşurken, aklımla pek ilgilenmemiştim. Hep de ilgilenmediğimiz anda bir şeyler değişir değil mi kış yıldızım? Bakmadığın ilk anda, kocaman ateş topları parlar. Belki de bu nedenle gözlerimizi göremiyoruzdur, ne dersin? Gözlerimiz parlıyor mu parlamıyor mu diye zırt pırt kontrol edebilme imkanımız olsaydı, pek tabii insanlar olarak bunu değerlendirmeyi es geçemeyeceğimiz için, zamanla parlaklığı görememeye başlamamız işten bile olmazdı.
Kış yıldızım. Ekim en sevdiğim ikinci ay. O da tıpkı nisan gibi bir baharın ikinci ve en yoğun ayı. Rüzgarsa rüzgar, bulutsa bulut, yağmursa yağmur, öksürükse hapşırık... her neyse, konumuz bu değil! Ama güneş hep orada. Kaşlarını çatmış bulutların boşluğundan faydalanıyor yumurcak. Sonra da kocaman gülümsüyor. Böylece her renkte ışıldıyor. Biliyor musun kış yıldızım... Şöyle kocamaannn bir gökkuşağı görmeyeli uzun zaman oldu. Hatta hiç görmüş müydüm onu bile anımsayamıyorum. Belki bir küçük... Her neyse! Kocamaaann bir gökkuşağının altından yürümem için neler mümkün...
Sevgili okur. Ne zaman hayatımı kendim için düzene sokma kararı alsam muhakkak bir minik test yiyorum. Evet, doğru okudun. Bunu artık ''test'' olarak değerlendiriyorum. Artık öyle pek üzüntüdür, hayal kırıklığıdır, bunalımdır vs'dirler beni kandıramıyor. O konuda kendi yörüngem kadarınca ihtisas sahibi oldum çok şükür. Ama yine de alttan derslerim var gibi görünüyor. Öfke, bazen en basit ama en kurnaz sorusunu soruyor. Son günlerde bu soruyla karşılaştım. Başta iyi yönetemiyor gibiydim ama sonra sadece kendimi seçtim. İnsan ne yaparsa, ne hissederse hissetsin, kendini seçmeli gibi görünüyor. Kendini seçtiğin anda en hınzır soruları bile yanıtlayabilirsin.
Pek sevgili ekim. Sana kollarımı kocaman açıyorum, sen de gördün. Yaz yıldızlarım da gördü. Kış yıldızımsa hep ışıl ışıl hisseder. Kalbime sağlamlık, cesaret ve neşe ver. Tıpkı gökkuşağının yedi rengi gibi, benim tüm parçalarımı varlığımdan gelen doğallıkla yükseltmeme destek ol. Seni seviyorum.
Seni de, sevgili okur.
Güzel bir ay diliyorum.
:)
bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsiniz.
Havalar ne güzel serinledi. Özlemişiz bu havaları. :) Sonbaharı zaten severim, şimdi sabırsızlıkla aralık ayını bekliyorum. Bir an önce önümü görmek istiyorum. :)
YanıtlaSilUmarım senin için en güzeli olur, bol şans. :)
SilYazılarını seslendirmeyi hiç düşündün mü? Bence düşün, yazılarındaki üslup buna çok yatkın:) Bir nevi büyüklere masal tadı var, denemekten zarar gelmez. Hatta alttan alta bir müzik de eklenebilir...
YanıtlaSilBen daha önce sana bu konuda bir telkinde bulundum mu acaba:)
Çok ilginç, bunu geçtiğimiz hafta öylesine düşünmüştüm. Yani podcast tarzı bir şeyler yapabileceğimi. Şimdi sizin de bu konuda öneride bulunduğunuzu görmek hoş bir tesadüf oldu. Belki yaparım, kim bilir :)
SilYazını çok sevdim, yine kendimden parçalar bulduğum cümleler bana gülümsüyor. Özellikle ''hayatımı düzene koyunca minik test'' cümlesi. Sanki seninle sohbet etmişiz de içimdekini yazmışsın gibi. Ben de de öyle durumlar çok oluyor ve her defasında bir şekilde baştan başlıyorum😊 Bu ay umudum çok her şey iyi olacak düşüncesindeyim, umarım yanılmam😊
YanıtlaSilEn çok da yazılarımı okuyanların yazdıklarımda kendilerinden bir şeyler bulduklarını öğrendiğim anda içimde hoş bir his hissediyorum. Yazımın bu samimiyeti verebilmesine çok sevindim. Umarım güzel bir ay olur. :) Ben bu aydan en çok üretkenlik istiyorum. Hatta ayın kelimesi olarak bu kelimeyi seçtim: Üretkenlik. Ne olursa olsun başlayacağım, devam edeceğim ve sonrasına bakacağız. :) Bence olabilecek bir hedef. Yunikornlar falan beklemiyorum neticede. Sadece hevesim ve motivasyonum düşmesin. Ben düşmeyeyim, yetecek.
Silİlk kez Ekim güzellemesi okudum. Baya da güzel mevsimmiş. Bana hep Eylül çakması gibi gelirdi. Eylül Ekim, kardeş gibi, cumanın cumartesisi gibi o -tesi'ler hiç görünmez misal bende. Ekim de öylecene sönüp gitmiş. Eylül'ün ismi ve sararan yapraklar hoşuma gidiyor ama eylül güzellemeleri canımı sıkıyor. En sevdiğim mevsim Nisan sanırım senin de. Bahar, doğanın canlanışı, klasik. Her yerde çiçeklerin, hayatın olması beni mutlu ediyor. Eylülde uykuya dalıyorlar. Ekim de böyle aslında o yüzden çok fark göremedimdi. Ama bu sene iyi bir giriş yaptı fırtınayla falan. donuyorum. Güzün ortasına geldiğimi hissettirdi. Ben soğuk havalar sevmem, üşürüm hemen. Donuyorum o yüzden ekimde bile. Devamında Allah kerim bakalım :D
YanıtlaSilEylül de bana bir küçük yaz ertesi gibi geliyor ya :) Belki de yaşadığım şehirde hava sıcak diyedir bilmiyorum. Eylül ayını sonbahar olarak değerlendiremiyorum. Ekim daha serin olduğu için daha sonbahar gözümde. Kasımsa artık kışa hazırlık gibi oluyor. Bu bakımdan nisanla ekimi pek benzetirim. İlkbahar için de mesela mart soğuk gelir bana, mayıssa sıcak. Nisan tam baharların ilki, ekimse sonudur gözümde.
SilGüzel bir ay dilerim. :)
testler oluyor hep yaşadıkça :)
YanıtlaSilÖyle valla, olsun :)
SilEylül evet. Hava bir tık serinliyor ama ben ekimi sevmiyorum ki. Daha bir kışa yaklaşıyoruz ya. Bu yıl ne kadar yazdan yorulsam da kışı istemiyorum.
YanıtlaSilYine de hala sıcak gidiyor bence. Ben serinliğe yakın ılıklığı sevdiğimden ekim de güzel bence. Yaz ve kış arasındaki dinlenme bölgesi. :)
SilTesti geçtin yani :)
YanıtlaSilBen hep kalıyorum ya :)
Sil