28 Ekim 2024 Pazartesi

Eski bir defterimi buldum.


Geçen gün rastgele bir sayı seçip o günlüğümü biraz okudum. Evet o kadar çok defterim var ve evet hepsinin içi benimle dolu. Ama merak etmene gerek yok, sana daha fazlasını anlatıyorum. Seçtiğim günlüğümü lise sonda yazmışım. Ne bileyim okumak garip hissettirdi ve komikti de. Yani tepkilerim. Sanki 20 dakikalık bölümlerden oluşan bir sitcomu izlemek gibiydi. İçinde duygulandıran sahneler de vardı ama çoğu komikti işte. Sanırım zamanın bize yaptığı şey bu. Tabii istersek. Gülmek!

Aklımda hep bin tane fikir dolanırdı. Yanımdaki kişi arkadaşımsa eğer bırbır konuşur, her şeyi anlatırdım. O gün uyandığım andan itibaren yaşadıklarımı, -ki çoğunluğu yol maceralarım olurdu- aklımdaki kurguları, okuyacağım bölümü, sonrasında yaşayacağım müthiş fantastik olmayan ama öyle gibi hissettiren hayatı, dün gece izlediğim diziyi veya filmi... Hepsini işte, hepsini anlatırdım. Sanki ne kadar çok anlatırsam anlatayım hep anlatacak yeni şeyler olurmuş gibi gelirdi. Belki de öyleydi, bilmiyorum. 

Sadece lise sonda da değil tabii. Tüm lise hayatım böyle geçti. Beni dışarıdan gören herhangi biri buna ihtimal vermez sanırım. Sessiz dururdum. Hep daha çok iyi bir dinleyiciymiş izlenimi vermişimdir. Aslında bakma, öyleyim de. Övünmek gibi olmasın ama; hep hem iyi bir anlatıcı, -ondan arta kalan zamanlarda da- iyi bir dinleyici olmuşumdur. Ahahha bu komik. Çünkü çok yakınımdaki herhangi biri de, tam tersini söylerdi muhtemelen. Asla iyi bir dinleyici olmadığımdan yakınırdı. Bense övünmekle geçiştireceğim, çünkü bu benim yazım! Ne diyordum, ah... Tamam hatırladım! Her ortam buna müsait değil tabi. Yani anlatmaya. Her kişi de. Yine de bir şekilde o kişiler hayatımda olmuş işte. Bir şeyler anlatmayı isteyeceğim kişiler. Bunun çok şanslı bir durum olduğunu düşünüyorum. Çünkü her zaman böyle olmaz. 

Geçen gün yazlıklarla kışlıkları yer değiştirdim. Dolabı düzenlerken beni en çok çantalarımı ayıklamak yordu ahahhaha. Oysa hep aynı çantaları takarım. İşte! Bu nedenle ayıkladım. Hep en dipte kalan bir sırt çantam vardı. Lisede kullandığım çantamdı. İçinden küçük bir not defteri çıktı. O an hızlıca göz atıp defteri çöpe gönderecektim. Ama yapamadım. Yani işte hızlıca göz atamadım. Kendime biraz duygulanma hakkı tanıyamaz mıydım? Deftere hala adamakıllı bakmadım. Kağıt tomarları ve küçük not defterlerimin olduğu rafa vıcıttırdım. Şimdi tüm okurlarımın huzurunda kendisini karıştıracağım. Hazır mmısııssıınn?

Beni ödevleri not aldığım ve geçen yılların kararttığı bir sayfa karşıladı. Sıkıcı... Geç! Arka sayfalarda kendime verdiğim soru çözme görevleri yazıyor. Yeniden böyle bir defter tutmalıyım... Görevlerin çoğunun üstü çizili. Gözlerim yaşardı galiba. Peçetem neredeydi?.. Bir sayfada da Türkiye'nin orta kuşakta yer almasının sonuçlarını not almışım. Ne sence? Hadi hadi cevapla bekliyorum. Tamam ben cevaplayayım ahahha. Akdeniz iklimi, batı rüzgarları, cephesel yağış ve dört mevsim. Hepsi ülkenin özel konumuyla ilgili sonuçlar imiş. Hep birlikte hatırladık. :P

Aaaaa en sevdiğim kısım! Hani sana daha evvel söylemiştim. (Sadık okurlarımı kayırma zamanım -tamam-). Okula erken giderdim lisede. Sonra ya bahçede, ya kantinde birileri yanıma gelene kadar bir şeyler karalardım. Hatta bu Aslı ile Ozan da beni böyle bulmuştu. Bu defteri kaybettim sanıyordum. Meğersem kullanmadığım çantamın içinde dolap köşelerinde bekliyormuş. Evet, bu defter o deftermiş. Yaaa.

Arka sayfalarda da şiirlerim, başka bölümler, seyyar günlük notlarım ve eski bloğumda vakti zamanında yayınladığım sürreal başka bir kurgumun bölümlerinden tadımlıklar da var ama yeter sanırım. 

arrivederci.

:)


bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsiniz.

ve bulduğum diğer bir şey ahahah.



alakasız ama hoşuma giden bir fotoğraf.



6 yorum:

  1. seyyar günlük notlarından birkaç şey paylaşsaydın ya :) Günlükleri her zaman severim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimizin ruh sağlığı ve mutluluğu için paylaşmamam daha hayırlı bence. İçim karardı. :)

      Sil
  2. eski günlükleri okuyunca çok komik oluyor sahiden yaaa bir de insan şöyle diyebiliyor nelerle uğraşmışım :) sen anlatırken anlattığın kişi arada bir "evet, tamam" filan demiştir sana. o konuşamadığı için. o bişey der, ya ben de silgimi kaybettim, sen yine başlarsın kaldığın yerden :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa evet, benim ergenlik günlüklerim çok komik :) Bir de her şeyin geçici olduğunu insana hatırlatıyor. Evet konuşmaya başladığımda çenem düşüyordu ahahah :) Ama ne yapayım, hep de konuşmuyordum tabi. Kişisine göre. Hatta genelde sessizdim.

      Sil
  3. Oooo o defter hazine gibi yani :)

    YanıtlaSil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.