31 Aralık 2023 Pazar

Baldönümü Kutlaması | Kelime Oyunu 122


Uyku mahmuru Isabella, ayaklarından pır pır eden küçük kanatlarına varıncaya değin uzun uzun gerindi. Rengarenk taç yapraklarının arasından görünen küçük başı polen doluydu. Başını geriye attıkça hapşırıyor, hapşırdıkça başını geriye atıyordu. Polenlerin tatlı acı tadı tüm boğazını kaplamıştı. Bayan Kikiru'nun kovanda çınlayan sesinin anısı neredeyse kulaklarına doldu. ''Sakın ola polen toplarken başka hiçbir işle ilgilenmeyin, vızzzzz. Tek seferde tek iş, vızzzz. Poleni topla, yemeden yuvaya taşı...'' Sonra Isabella'ya dönmüş ve tok sesini daha da yükseltmişti. ''Uyumak yok. Gündüz düşleri de! Vızzzz...''

Isabella için bu son ekleme çok zordu. Tabii polenlerin şekerli tadına karşı koymak da. ''Böyle giderse yakında kanatların göbeğine küçük gelecek Bella,'' demişti Sinparu. Galiba haklı diye düşündü Isabella. Bu gece baldönümü kutlaması yapılacaktı ama kendisinin şuradan şuraya uçacak hali yoktu. Bu hafta polenleri biraz fazla kaçırmış olmalıyım, diye düşündü iç çekerek. Bayan Kikiru her yerde onu arıyor olmalıydı. Adımın yankıları kulağıma ulaşmadığına göre şimdilik güvendeyim, diye sayıkladı. Tam o esnada içinde saklandığı yapraklar belli belirsiz hareketlendi. Isabella nefesini tuttu ve yaprakların sesine kulak verdi. Pembe yapraklar ona sanki şimdi daha da pembeleşmiş gibi gelmişti. Yoksa, diye fısıldadı. Olduğu yerde daha da büzüldü ve şimdi tüm dikkati, varlığı daha da belirginleşen hava akımındaydı.

Çok geçmedi ki tahmini doğru çıktı. Kulaklarına dolan sesler yüzüne kocaman bir gülümseme kondurdu. ''Bu o!'' dedi yaprakların en ucuna kadar sürünerek. Gerçekten de oydu. Siyah kanatlarının üzerindeki rengarenk desenleriyle tam karşısındaki çiçekte dans ediyordu. Isabella nefesini tuttuğunu bile fark etmeden hayranlıkla onu izlemeye başladı. Sonra diğerleri de geldi. Her yerdeydiler ve çiçeklerle dans ediyorlardı. Mavi, pembe, turuncu, hatta mor ve yeşil... Benekli, çizgili, rengarenk, tek renkli; hepsi, hepsi oradaydı. Isabella'nın küçük kalbinin gümleyişi tüm vücudunu ısıttı. Uykunun verdiği sersemlik gitmiş ve yerine tüm vücudunu, zihnini ve gözlerinin içini kaplayan bir enerji gelmişti. İçi içine sığmıyordu. 

''Onlar da aile olmalılar! Vızzzzz, bizim gibi!'' Isabella son anda kanatlarını yaprakların arasına geçirebildi. ''Ah Sinparu! Böyle mi yaklaşılır? Az kalsın aşağı düşecektim...'' 

''Her yerde seni arıyoruz Bella. Bayan Kikiru seni bulduğunda çok fena, vııızzz...''

''Şşşşşş!''

Bir çift kocaman simsiyah göz Isabella'nın tam dibindeydi şimdi.

''Amanin!'' Sinparu son anda kanatları olduğunu hatırlayarak düşmekten kurtulmuştu. ''Bella...''

Kelebeğin benek benek kanatları Isabella'nın yanağını okşadı. ''Merhaba'' diye fısıldadı Isabella hayranlıkla. Günışığı kelebeğin incecik kanatlarından süzülüyordu. ''Ben Isabella ama sen bana Bell...'' Isabella daha cümlesini bile tamamlayamadan kelebek uçup gitmişti. Isabella'nın bakışları, çiçeklerin arasında kaybolan kelebeği umutsuzca aradı. ''Ah...'' dedi kanatlarını aşağı düşürüp. 

''Vooaaaa, o neydi öyle Bella?'' Sinparu bir kanadından öbür kanadına verdiği ağırlığıyla havada yalpalıyordu. 

''Çok güzeldi...'' diye büyülenmişçesine fısıldadı Isabella. ''Onu şimdiden özledim.''

''Sana zarar vermediği için şanslısın, vızzzz. Hem Bayan Kikiru demişti ki, bizim türümüzden başka kimseyle...''

''Demişti ki, demişti ki! Bir susar mısın Sinparu? Baksana, ne kadar güzeller ve tasasızlar... Bizse yeni bir bal mevsimini karşılarken bile telaşlıyız. Şu güzelim çiçeklerde biraz bile vakit geçirmemize izin yok!..''

''Olur mu Bella, izin olmasa nasıl polen toplayacağız?''

''Ah Sinparu! Görmüyor musun, nasıl da mutlular! Sadece dans ediyorlar.''

''Zaman kaybı, vıızzzz...'' Sinparu kanatlarını silkerek yüzünü buruşturdu.

''Ahhhh! Tabii varsa yoksa kovan! Artık sıkıldım Sinparu... Sadece birazcık güneşi hissetmek istiyorum.''

''Ama aile... Her şey aile içindir, vııızzzz...'' Sinparu hayal kırıklığına uğramıştı.

''Tabii ya aile! Bunu da Bayan Kikiru söylemişti değil mi?''

''Bella...''

''Sadece birazcık tasasızca uçmak istiyorum Sinparu. Sadece uçmak!''

''İyi o zaman uç! Ama Bayan Kikiru sana kızdığında gelip yanımda ağlama!''

''Ağlamayacağım!''

Sinparu arkasına bile bakmadan uçup gitmişti. Kendi kendine çok öfkeli olduğunu, artık antenlerine kadar geldiğini, daha fazla bu bencilce istekleri dinlemeye tahammülü kalmadığını söyleyip duruyordu. Yine de kanatları ona ihanet etti ve arkasında bıraktığı arkadaşına son bir kez bakmak için olduğu yerde döndü. ''Vıızzzzzzz, bu da ne'si?''

Her yer rengarenkti. Baharla birlikte çiçek açmış tepede bir sürü kelebek oradan oraya süzülüyordu. Şimdi gökyüzünden aşağı baktığında tüm bu renkler Sinparu'nun gözlerini yaktı. Çiçeklerin renklerini ilk kez görüyormuş gibi şaşkındı. Çok geçmedi ki şaşkınlığı dağıldı ve bakışları arkadaşı Bella'yı buldu. Kelebeklerle birlikte çiçeklerle dans ediyordu. Işıl ışıl parlıyor, diye düşündü Sinparu. O da çiçeklerde salınan kelebekleri izlerken içinde Bella gibi belli belirsiz bir özlem hissi hissetti. Ben de aralarına  katılsam ne olur sanki, diye düşündü. Kalbi bu sinsi istekle dolmuştu. Kendini suçlu hissederek antenlerini hızla iki yana salladı. Saçmalama Sinparu, diye fısıldadı kendi kendine. Kendisiyle sesli konuşursa bu isteği bastırabilirmiş gibi gelmişti. Ancak güneş öyle parlak, çiçekler öyle renkli ve dostu Bella ile kelebekler öyle mutlu görünüyordu ki, bir türlü arkasını dönüp gidemedi. Havada asılı kalmak onu yormuştu. Biraz aşağı inip dinlensem sorun olmaz herhalde, diye düşündü ve ne olduğunu anlamadan vızıldayarak inişe geçti.

Bella aralarında geçen kavgayı unutmuş gibiydi. Sinparuyla birlikte çiçekten çiçeğe uçtular, kelebeklerle yarıştılar ve kelebeklerin şarkılarını anlamasalar da dinlediler. Onlar böyle zaman geçirirken hava kararmaya yüz tutmuştu. Günün son ışıkları gökyüzünü turuncuya boyarken uzaklarda beliren karaltı gittikçe büyüdü ve etrafı vızıltılar kapladı. ''Bella!''

''Hiiii, Bayan Kikiru!'' diye haykırdı Sinparu korkuyla. Isabella'nın arkasına saklanmıştı. Sinparu'nun feryat eden sesi Bayan Kikura'ya yerlerini açık etti. ''Gördün mü Bella sana söylemiştim işte söylemiştim vııızzzzzz...'' 

''Bir susar mısın Sinparu! Kulağımın dibinde kanat çırpmayı da kes lütfen, vızıltın antenlerimin zarını patlattı...''

''Bel-laaaa!'' Bayan Kikiru gerçekten de sinirli görünüyordu. Isabella titreyen antenlerini olabildiğince dik tutmaya çalışarak öne doğru uçtu. Tek kelime etmeye cesareti yoktu ancak yine de kara gözlerini Bayan Kikiru'nun öfkeyle parlayan gözlerine çevirdi. ''Özür dilerim Bayan Kikiru...'' diye fısıldadı.

''Yani kabahatini biliyorsun vıızzzzz, iyi bari!''

''Özür dilerim,'' diye yineledi Isabella. Bu sefer sesi çok daha kendinden emindi. ''Size haber vermeden ortadan kaybolduğum için.'' Kelebekler ve arılar sessizce olan biteni izliyorlardı. Renkli kelebek dostu Isabella'nın birkaç çiçek ötesindeydi. Hafifçe titreştirdiği tül gibi kanatları Isabella'ya cesaret veriyordu. ''Haber vermeliydim, endişelendirdim.''

''Ve?''

''Bugün baldönümü. Çiçeklere bakın. Güneş gitmeden hemen önce, bakın lütfen...''

''Ah Isabella. Bizler kelebek değiliz çocuğum. Bizler, arıyız!'' Bayan Kikuru bu gerçeği söylerken antenlerini en tepeye kadar dikmiş ve kanatlarını olabildiğince iki yana açmıştı. 

''Biliyorum ama şunu da biliyorum ki...''

''Tamam Isabella, bu kadar yeter vıızzzzz! Kovana dönüyoruz.'' Bayan Kikiru çoktan arkasını dönmüştü.

''Çiçekler bizim de dostumuz Bayan Kikiru.'' Isabella'nın bakışları ona bakan onlarca çift gözde umutsuzca gezindi. 

''O haklı...'' dedi Sinparu öne atılarak. Sesi ondan beklenemeyecek ölçüde net çıkmıştı. ''Vıııızzz. Çiçekler, Bayan Kikiru, bizim dostumuz!''

Birkaç metre yukarı yükselmiş olan Bayan Kikiru nihayet yüzünü Isabella'ya çevirdi. Isabella'ya Bayan Kikiru'nun siyah iri gözleri ıslakmışçasına parıltılar saçıyor gibi gelmişti ama hava artık iyiden iyiye karardığından bu gördüğünden emin olamadı. 

''Çok gençsin vııızzz...'' diye fısıldadı Bayan Kikiru Isabella'nın gözlerinin tam içine bakarak. ''Ama haklısın. Kelebeklerin yaşamı heyecan vericidir...'' Şimdi bakışları bir renkli kelebekte bir Isabella'nın üzerinde dolaşıyordu. ''Çünkü zamanları azdır Bella...''

''Biliyorum...'' diye fısıldadı Isabella. Diğer yandan, kelebek dostu arı dilini anlayamadığı için şükretti. Renkli kelebek birkaç çiçek daha yakınlarındaydı şimdi. Arı dilini bilmese de, kanatlarını daha çok germiş ve gözünü bile kırpmadan arı dostunun vızıldayan sinirli arıyla konuşmasına dikkatini vermişti.

''Yine de haklısın! Hem bugün...'' dedi Bayan Kikiru diğer arılarına dönüp ''baldönümü başlangıcı vıııızzz! Önümüzde çok çalışacağımız günler olacak. O yüzden bir gecelik çiçeklerle dans edebiliriz!''

''Ah Bayan Kikiru, Bayan Kikiru çok ama çok vııızzzz...'' Isabella heyecanla bayan Kikiru'nun çevresinde uçuyordu. ''Teşekkür ederim Bayan Kikiru vıııızzzz!''

Bayan Kikiru vızıltılarla karışık kocaman gülümsedi. ''Vııızzz, ah tembel çocuk! Tembel çocuk, yine de tatlı bir arısın değil mi?''

''Sizi çok seviyoruz Bayan Kikiru vııızzz!'' dedi Isabella ve Sinparu. Gerginlik geçmişti. Şimdi tüm kelebekler ve çiçekler birlikte şarkı söylüyordu.

''Çiçekleri, gün ışığını ve ay ışığını da vızzzzz, seviyoruzzzz!''

Arılar da bu şarkıya kendi dillerinde katıldılar.

-son.-


Kelime Oyunu'nun bu haftaki kelimeleri: Uyku, enerji, aile, ışık, parıltı idi. Bu etkinlik için beş kelime belirliyor ve içerisinde bu kelimelerin geçtiği öykü, masal, şiir, deneme vb. istediğimiz türde yazılar yazıyoruz. Sizler de etkinliğe yazılarınızla katılabilir, sizler de kelimeler belirleyebilirsiniz. Kelime önerileriniz varsa veya bir yazınızla etkinliğe katılacaksanız sevgili Deeptone'a uğrayabilirsiniz. Ayrıca Deeptone'un bu haftaki Kelime Oyunu yazısını okumak için şuraya tıklayabilirsiniz.

Bana bal yiyen yaramaz arı fikrini sevgili Deeptone vermişti ve kendisi de bir öyküsünde bu özellikte bir karakterin macerasını yazdı. Onun bahsettiğim öyküsünü okumak için buraya tıklayabilirsiniz. Bu tatlı mı tatlı fikir için kendisine çok teşekkür ediyorum. Uzun zamandır bu tarz bir kurgu yazmamıştım. Yazmak benim için oldukça eğlenceliydi. Umarım okumak da senin için aynı şekilde keyifli olmuştur sevgili okur.

Bugün yılın son günü. Tüm okurlarıma güzel bir yıl diliyor ve sevgilerimi gönderiyorum.

Mutlu yıllar!

:)


bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsin.



10 yorum:

  1. ayy yarın okuyayım keyifle :) my happy marriage adlı animeyi izliyordum şimdi de o ses türkiye :) iyi yıllaaaar :)

    YanıtlaSil
  2. always on my mind ne güzel bir şarkııı :) amerikalı willie nelson un country ci :) arı kelebeke sölüyor bunu :) sen hep dans ediyon hep aklımdasın diyoooo :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahhah, evet bu bir film olsa tam o sahnede bu çalabilir hem :))

      Sil
  3. senden bir arı öyküsü isterkene tam da böle bişiyi kast etmiştim şirinli komikli diye biliyodum zaten süfer yazacağını :)

    YanıtlaSil
  4. isa bellaaaa nın şirinliği antenlerime kadar geldiiii bu kadar da tatlılık olamaz vızzz vızz vızzz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Isabella'yı ben de çok sevdim, senin de sevmene sevindimm :)

      Sil
  5. Okurken çok keyif aldım. Isabella’nın tebessüm ettiren öyküsünü dinlemek çok iyi geldi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene sevindim, teşekkür ederim. :)

      Sil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.