Yılın başında doğmanın getirdiği bazı yükümlülükler var. Bunun üzerine düşünmemiştim ama anneannemle yaptığım bir konuşma bana, belki de bu konuya dair düşüncelerimi kaydetmeliyim diye düşündürdü. Bir deftere kaydetmekle sana kaydetmek, aman anlatmak, arasında bazı farklar var. Bir defter bana yanıt veremez; oysa sen verebilirsin.
Ben büyürken yanımda benimle yaşıt hiç tanıdığım yoktu. Biri yakından, diğeri uzaktan iki kuzenim benimle yaşıt olsalar da; ikisinin evi de bize uzaktı. Sonra ben, eğlenceli ama sessiz bir çocuktum. Gerçekten gerçekten, bak eğlenceliydim. Kuzenlerimle oyunlar uydurmayı çok severdim. Onlarla oynamayı, konuşmayı ve zaman geçirmeyi de. Sanırım onlar da severdi. Aslında onlar da sessiz ama eğlenceli çocuklardı. Yine de benden daha sesli olmalılar. Bir şey olduğunda, ev sahibi olarak, sorumluluk bana ait olurdu. Sanırım sorumluluk almayı o zamanlar öğrenmişim. Davranışların sorumluluğunu almayı. Kendi davranışlarımın bile değil; kendisi de bir çocuk olan kuzenimin davranışının sorumluluğunu. Çarpı iki kat uslu olma sorumluluğunu. Bu da zamanla beni daha az eğlenceli biri yaptı sanırım. Buna gerçekten üzülüyorum.
Yılın başında doğmanın pastasını okula giderken sıkça yedim tabii. Bir kış çocuğu olarak yazın doğum günü olan arkadaşlarımdan daha şanslı olduğumu düşünmüşümdür. Genelde çevremde yüz yüze olarak doğum günümü kutlayacak insanlar olurdu. Sana anlatmıştım; dört yıllık pandemi aralı üniversite yıllarımda bile üç kez doğum günü sürprizi yaşadım. İşin garibi -sonuncu hariç- hepsi gerçekten sürprizdi. Sonuncusunun sürpriz olmama sebebi biraz daha uyanık olmam olabilir tabi. Sanırım sürprizlere çok açık birisiyim; sürprizin ne olduğunu sürprizi yaşadığım ana kadar bile anlamam ahahahha. Benim saflık seviyem de işte bu.
Geçen yılki doğum günümde bir yerden bir haber bekliyordum ve anneanneme vaadler vermiştim. Sonra onları gerçekleştiremedim; neyse ki anneannem hatırlamıyor gibi görünüyor. O zamanki konuşmanın benzerini bu yıl da yaşadım. Yılın başında doğduğum için içinde bulunduğum yaşa henüz girmeme hakkına sahipmişim. Düşünsene, aralıkta doğan kişi ile ocakta doğan kişi aynı yaşta ama ''kaç yaşındasın'' sorusunu yılın başında ikisine de sorduğumuzda biri bir yaş daha büyük çıkacak. Anneannem de daha çok kendini ikna etmek ister gibi hala 24 yaşında olduğuma beni inandırmaya çalışmıştı. Tatlıydı. Bir yaşın ne önemi olabilir ki, diye ona gülümsemiştim.
Önemi olur mu sence? Bir yaş daha büyümenin önemi nedir insan hayatında?
bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder