21 Ekim 2023 Cumartesi

Yeryüzü Güncesi #5 | Kelime Oyunu 120


''Akşam havasını seviyorum'' dedi genç kadın kavuşturduğu kollarını açarak ''özellikle de kıştan tam öncesi veya tam sonrasında!''

''Neden özel olarak o zamanlar?''

''Çünkü daha yumuşak oluyor. Böyle... Böyle,'' genç kadın gözlerini kocaman açıp genç adama döndü, ''böyle!''

''Aslı!.. Akşam akşam korkuttun...'' Genç adam karanlıkta parlayan bir çift kocaman açılmış göz dibinde bittiğinde irkilmişti. Başını iki yana sallayarak hiç de oralı görünmeden yürümeye devam eden genç kadının adımlarına ayak uydurmaya çalıştı. ''Evet Aslı,'' dedi sonra ''böyle!'' Genç kadının hızlı yürüyüşüne yetişmeye çalışmak onu yormuştu. Maraton koşucusu mübarek, diye düşündü sıkkınlıkla.

''Çünkü,'' dedi genç kadın. Nefes molası vermişti. Bu mola kendisi için değildi elbette; soluk soluğa kalmış genç adam içindi. ''Oturalım mı?''

''Olur,'' dedi genç adam hemen. Ne olduğunu anlamadan yol bitti, diye düşündü sonra da. Şimdi genç kadına daha dikkatli bakıyordu. Çünkü birazdan ayrılacaklardı. Genç kadının sokak lambasının aydınlattığı yüzünü inceledi. Bu yüz ona bir rüyayı anımsatıyordu. Neredeyse gerçekten birazdan kaybolacakmış gibi saydam, diye düşündü. 

Genç adam genç kadını incelerken genç kadın şehrin ışıklarının arasından seçebileceği yıldızları topluyordu. Yüzünde hafif bir tebessüm vardı. ''Onları izlemek,'' dedi sonra genç kadın, ''en çok bu zamanlarda hoşuma gidiyor.''

''Ama tam olarak görünmüyorlar bile.''

''Evet, belki de bu yüzden daha çok hoşuma gidiyor. Yazın onları çok daha net görebiliyorum. İstersem saatlerce izlerim. Hava mis, yıldızlar her yana saçılmış. Ama şimdi izlemek... Sanki kumsaldan deniz kabuğu toplamak gibi.''

''Nasıl?'' dedi genç adam merak ve biraz da şüpheyle.

''Deniz kabuğu toplamak,'' dedi genç kadın başını hafifçe genç adama çevirip. ''Önce birini buluyorsun, sonra devamı geliyor. Hadi dene. Bir tane kabuk topla. İşte, yıldız bul!''

Genç kadın, genç adamı cesaretlendirmek istercesine başını salladı. ''Buldum!'' dedi biraz sonra genç adam. ''İlk başta bu kadar yapay ışığın altında hiçbiri görünmüyordu. Ama şimdi, dediğin gibi dikkatli bakınca, işte orada bir tanesi parlıyor.''

''Çok güzel. Hadi şimdi bir tane daha bul,'' dedi genç kadın.

Genç adam bakışlarını gökyüzünde gezdiriyordu. ''Net değil,'' dedi sonra bakışlarını aşağı çevirip. 

''Ama Ozaan! Sen de ne çabuk pes ediyorsun. Aynı taktiği uygulayacaksın, çok kolay. Bu sefer bakışını başka yöne dikeceksin ve sen ne olduğunu anlamadan bir yıldız daha parlayacak ve böylece iki yıldızın olmuş olacak!''

Genç adamın dudaklarında bir gülümseme dolanıp gözlerine ulaştı. Sonra da o gözlerle bir yıldız daha buldu. Sonra bir yıldız daha, bir yıldız daha, birini daha...

''Bu benim ritüelim,'' dedi genç kadın. ''Özellikle de uzun bir zaman boyunca yapmadığımda daha çok hoşuma gidiyor. Yıldızları gerçekten görebiliyorum. Böylesi o kadar da büyüleyici değil ama zevkli kabul et.''

''Bence yeterince büyüleyiciydi? En azından daha evvel yıldız topladığını söyleyen birini görmemiştim.''

''Herkes bunu yapar. Farklı farklı isimler vererek. Bazen de isim vermeden. Hepimiz aslında aynı şeyleri yapar dururuz farklı isimlerle veya isimsizliklerle. Ama ben yaratıcı isimler bulmayı seviyorum. Böylece yaşamı bölümlere ayırabiliyorum.''

Genç adam bir şey söylemeden dikkatle genç kadını inceliyordu. Gördüğü şey bir silüetin ötesiydi. Bakıyor ama görüntüleri görmüyordu sanki. Onun için bile açıklaması güçtü; ancak gördüğü tek şey, hisleriydi. Genç kadına bakarken etrafı saran o zamanın ötesindeki kalkan. Bir tapınak gibi, diye düşündü bu kalkan için genç adam. Onunlayken hem dünyanın içinde, hem de ötesinde hissediyordu kendini. Bunun nasıl olabileceğini düşünmeyi bile bırakmıştı. Düşünmeyi bırakmıştı; çünkü bu tapınağın içinde sadece genç kadının düşünceleri ve kendi hisleri nefes alıp veriyor gibiydi. Keşke onun hislerini de anlayabilsem, diye düşündü. Genç kadına baktığında sadece onun düşüncelerini görüyordu. Acaba genç kadın ona baktığında ne görüyordu; genç adam bunu çok fazla merak ediyordu.

''Beni dinlemiyor musun Ozan?'' dedi genç kadın sahte bir ciddiyetle. ''Yıldız da toplamıyorsun. Saçma mı buldun yoksa?''

''Hayır hayır,'' dedi genç adam çabucak. Genç adamın bu hali genç kadını güldürdü. ''Sakin ol şampiyon,'' dedi genç kadın, ''yorgunsun biliyorum. Seni de tuttum. İstersen dağılalım artık. İyi geceler.''

''Hayır!'' dedi genç adam ayaklanmaya yeltenmiş genç kadının elini tutarak. Genç kadın, bir genç adamın şaşkın yüzüne bir elini kavrayan eline bakıyordu. ''Pekiii...'' dedi sonra kaşlarını hafifçe kaldırıp ''sanırım sandığımdan daha çok ilgini çekti yıldız toplama işi.''

''Çok!'' dedi genç adam. Sonra da genç kadının elini tutan kendi elini fark etti. Yavaşça elini çekti. ''Çok ilgimi çekti,'' dedi sonra bakışlarını kaçırarak. Aslında bambaşka şeyler söylemek istiyordu ama başaramıyordu. Ne söylemek istediği içinde bir yerde güm güm atıyordu ancak doğru kelimeler zihninde bir türlü biçim kazanmıyordu. Neyim var benim böyle, diye düşündü.

O sırada genç kadın ellerini birbirine sürtüyordu. ''Üşüdün mü,'' dedi genç adam. 

''Ben değil ama ellerim üşümüş gibi.'' Sonra ellerinden birini genç adamın cebine, diğerini kendi ceketinin iç tarafına soktu. ''Ne yapayım Ozan? Yanlış kıyafet seçimi... Ceketimin cebi yokmuş ve ikisini de ceketin iç tarafında ısıtmaya kalktığımda iki büklüm kalıyorum. Birini senin cebin ısıtsa ne olur sanki?''

''Tamam canım sanki bir şey mi dedim...''

''Sen de üşüdüysen benim yaptığımı yap. Bir elini bir cebine, diğerini ceket içine sok.'' 

Genç adam genç kadının hafifçe tebessüm eden yüzüne bakarak ''tamam,'' dedi ve derin bir nefes aldı. ''Sahiden de bu akşam hava yumuşak. Açıklaması güç ama sakin...''

''Evet sakin... Bazen böyle sakin anlarda zamanın durmasını istiyorum.''

''O yüzden mi yaratıcı isimler buluyorsun?''

''Evet,'' dedi genç kadın ayakkabılarına dönük başını sallayarak ''bu yüzden yaratıcı isimler bulmayı seviyorum. Böylece zamana dokunabildiğimi hissediyorum. Ama bırakalım şimdi bunu. Zaten bunu da herkes bir şekilde yapar, yapmaz mı?''

''Bilmem... Yapar sanırım.''

''Peki sen, sen de yapar mısın? Zamana dokunmak ister misin bazen? Böyle alakasız anların içinde olmak, o an olmak, zamanı bırakmak. Sadece hissetmek...'' Genç kadın yıldız toplama işine geri dönmüştü. 

''Hep bir şeyler topluyorsun,'' dedi genç adam aniden.

''İsteyerek yapmıyorum, biliyorsun. Kendiliğinden oluyor. Hem bunu da...''

''Evet biliyorum, herkes bir şekilde yapar.''

''Farklı isimlerle...''

''Farklı isimlerle.''

Araya sessizlik girmişti. Ancak bu sessizliği zaman sakladı. Genç adam ve genç kadın için değil, hayır. Zamanın insanlara bir borcu yoktu neticede. Ancak o an öyle büyülü gelmişti ki akan zamana, o da tüm boşlukları yuttu. Sadece hisleri ve bu hislere giden düşünceleri geride bıraktı. 

Aralarında beş yaşlarında küçük bir kızın hopladığı bir çift bir ellerinde poşetler, diğer ellerinde küçük kızın eli sohbet ede ede yürüyorlardı. Genç adam genç kadına döndüğünde yüzünde belli belirsiz bir tebessüm gördü. ''Çok tatlı bıcırık,'' dedi genç adam. 

''Evet,'' dedi genç kadın, ''tatlı...'' Sonra sustu.

''Evet? Sanki devamı gelecek gibi bitirdin konuşmayı.''

''Dünya zalim bir yer ama sanki o üç kişi her şeyin ötesinde gibiydi. Kendilerine ait dünyalarında.''

''Sanki etraflarında bir kalkan var gibiydi değil mi?''

''Evet, öyle gibiydi. Sanki onları her şeyden koruyan bir kalkanları var gibiydi.''

''Evlilik ve aile olmak, bu sevgi bağı... Güzel, güzel değil mi?''

''Sanırım öyle,'' dedi genç kadın, ''buradan baktığımda güzel görünüyor.'' Sonra da yavaşça esnedi.

''O zaman iyi geceler,'' dedi genç adam genç kadının elini biraz daha sıkı tutarak.

''O zaman iyi geceler,'' dedi genç kadın ceketinin içinden çıkardığı koluyla genç adama sarılarak.



Bu ikiliyi özlediğimi onlarla ilgili bir şeyler yazarken fark ediyorum. Bu bölümü yazmaya başladığım ilk andan itibaren bana verdiği pozitif hissi kalbimde hissettim. Umarım senin için de güzel bir okuma süreci olmuştur. Fikirlerini benimle paylaşman beni mutlu eder.

Bu haftanın etkinlik kelimeleri: Ritüel, kıyafet, evlilik, şüphe ve tapınaktı. Kelime Oyunu etkinliğinde beş kelime veriyor ve içerisinde bu kelimelerin geçtiği hikaye, şiir, deneme vb. istediğimiz türde yazılar yazıyoruz. Siz de kelime verebilir, siz de yazılarınızla etkinliğe katılabilirsiniz. Sevgili Deeptone'un yazısını okumak ve etkinliğe kelime önerisinde bulunmak isterseniz şuraya tıklayabilirsiniz.

O halde hoşça kalın.

:)


bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsin.

-bence dinle ve videonun açıklamasını da oku :)-




6 yorum:

  1. Bu ikiliyi çok seviyorum, çok içten davranıyorlar. Sohbetleri çok güzel, keyifle ve gülümseyerek okudum. Keşke kitap olarak da uzun uzun okuma fırsatımız olsa. Karakter analizlerini çok iyi yapıyorsun, emeğine sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Böyle düşünmene çok sevindim. :) Evet belki ileride bu ikilinin yaşadığı bir kurgu yazabilirim, neden olmasın :) Aslında daha evvel sadece yazmak istiyordum yani her bölümün kendi içinde bir şeyler anlattığı ve sadece belki alışılmışın dışında bir iletişime sahip karakterlerin ve ancak ilk aşka yüklenen özelliklerde (ki katılmıyorumm :) hislerin bulunduğu bir hikaye yazmayı. Yani bölümler de kopuk kopuk bu nedenle. Yine de dediğim gibi, neden olmasın. :)

      Sil
  2. hehe gözlerini açtığını canlandırdım gözümde çok şekerdi :) deniz kabuğu, yıldız toplamak ne şeker şeyler :) demekki sen positif hissettiğin için böyle positif öykü oluyor ve bize de kendimizi iyi hissettiriyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazılarımı okuyanlar böyle iyi hissediyorlarsa çok mutlu olurum <3

      Sil
  3. Aslı senin gibi yıldızları çok seviyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, bu sayede onu kendime yakın görüyorum :)

      Sil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.