30 Ağustos 2023 Çarşamba

Kalp ve Beyin (Nick Seluk) | Çizgi Roman Yorumu

Yazar-Çizer: Nick Seluk, Çevirmen: Dilara Anıl Özgen,
Yayınevi: Pegasus Yayınları

Beynini mi dinleyenlerdensin, yoksa kalbini mi?

Hangisini dinlemek sonrasında insana pişmanlık verir veya vermez?

Peki, ikisini bir masada buluşturmak ya da hadi sıcak bir ortam olsun, sinemada Batman izlemeye götürmek mümkün müdür?

Nick Seluk'un çizer ve yazarlığını yaptığı bu çizgi romanda iki ana, bir yan karakterimiz var. Ana karakterlerimiz kalp ve beyin. Arka planda ise onları taşıyan beden var. Kalp oldukça pervasız, uçarı; daimi bir çocuksu coşkunluk hali içerisinde. Beyin ise bir yetişkin; planlı programlı, ciddi, sorumluluk sahibi. Kitapta bu iki karakterimizin maceraları anlatılıyor. Kalp kelebekler peşinde koşarken, beyin kalbin peşinden koşuyor. Bazen onu zapt ediyor, bazense ayak uyduruyor.

Bu, çizgi romanı ikinci okuyuşum. İlk kez bir pandemi gününde okumuştum. Mevsim yine yazdı. O yaz bir okuma etkinliği vardı. Çokça kitap okumuştum; üstelik, okuma konusunda ilk kez böyle planlıydım! Ne garip, koltuğa kuruluşum bile aklımda çok net canlanıyor şu an. Oysa pandemiydi oydu buyduyla geçen tüm o zamanlar, beynimde bir sis perdesinin ardında kalmış sanıyordum. Neyse ki aradaki minik güzel anlar hatırımdaymış. Bu kitabı okurken çok gülmüştüm. Şimdi de güldüm. İçime neşe verdi bu ikili.


Kalbi dinlemeyi çocuksuluk olarak görürüz. Elbette her şey ölçüsünde güzeldir. Aynı zamanda zaten bu, yanlış bir varsayım da değildir. Kalbimizin atışını hızlandıran güzel anları anımsayalım. Belki küçük, belki büyük ama hepsi benliğimizde yer etmiş olan anları. Böyle anlarda kalbimiz çarparken tıpkı çocukluğumuzdaki gibi oluruz değil mi? O an'da oluruz. Çocukken zamanı kavrayamayız. Çocukken en basit şeyler bile ilgimizi çeker çünkü. Biz, kaşifizdir! 


Kalp, bir kaşiftir. O yüzden bazen uçurumun kenarında dolanır, bu doğru. İşte böyle anlarda beyin ona ebeveynlik eder. Veya en olmadı, daha çok deneyim elde etmiş bir abla\ abilik. Nöronları arasında köprüler kurarak o köprüleri gezdirir kalbe. ''Bak,'' der belki, ''daha önce buradaydın ve böyle olmuştu, sonra oradan düşmüştün; nasıl da kırılmıştın, nasıl da üzülmüştün...'' Beyin böyle söyleyince, her ne kadar niyeti asla kalbi kırmak olmasa da, kalbin dudağı bir büzülür. ''Ama...'' der, sonra susar ve kollarını vücuduna sarar. Peki o sırada beyin ne yapar? Bence kilit nokta da burasıdır. Bazen beyin hiç umursamaz. Bazen, kalbe sadece sarılır. Bazense, ona gerçekten yol gösterir. Çünkü beynimizin de, kalbimizin de amacı aslında bizim iyiliğimize giden yolu bulmaktır.

Evrende birer kaşifiz hepimiz. Kaç yaşında olursak olalım. Beynimiz, kalbimiz durmadan işler. Bizi ölülerden ayıran da budur. İşleyen bir kalp ve beyin. O halde ne yapmalı? Onlarla Batman izlemeli! Ah hayır... 

Onları bir masada buluşturmanın yollarını bulmalı.

Bu tatlı çizgi romanı herkeslere öneriyorum.


Hoşça ve kitaplarla kalın.

:)


Not: 30 Ağustos Zafer Bayramı'mız kutlu olsun!




12 yorum:

  1. Eskiler itidalli olmak iyidir, derlermiş. O hesap kal ve beyin arasında ölçüyü ayarlamak, orta yollu olmak gerekiyor. Heyecan ve hayallere de, planlı ve disiplinli olmaya da yer vermek lazım hayatta. Zaten bu ikisi birbirini destekleyecektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet katılıyorum, ikisi birbirini destekleyecektir. Denge önemli.

      Sil
  2. Evet bayramımız kutlu olsun:) Fakat yazın benim için süper oldu. Çünkü günlerdir bir çizgi roman okusam diye düşünüyordum ama bakınmaya da üşeniyordum mu desem yoksa niyetlenip de vakit mi bulamıyordum bilmiyorum. Belki de biraz, armut piş ağzıma düşcüydüm:) O armut düşüverdi işte... Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kutlu olsun! :)
      Tatlı ve anlamlı bir hikayeydi. Kalp ve beynin çekişmeli dostluğunu okumak keyifliydi benim için. Bu çizgi romanın ikinci bir cildi daha var. Orada sahneye diğer iç organları da çıkıyor. :) Onun ismi de ''Kalp ve Beyin: İç İşleri.''

      Sil
  3. Bu çizgi romanı görmemiştim daha önce. İlginç ve keyifli görünüyor. :) İnsan her zaman mantığı ile duyguları arasında kalıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet eğlenceliydi :) Aslında hepsi beynin oyunu o ayrı da, olaya kalp beyin ikilemi mantığından bakmanın da hoş bir yanı var. Seçimlerimizi nasıl yaptığımızı somutlaştırmamızı sağlıyor. Önemli olan kendi isteklerimizle nesnel durumları dengelemek aslında. Ama bazen bunu yapamadığımda tembelliğim tutuyor ve hiçbir şey yapmak istemiyorum ben :)

      Sil
  4. Bu tip kitaplardan hiç haberdar değilim öğrenmiş oldum. Her iki organ arasında bir denge olsa iyi olur. Bende mantık aşırı baskındır, çok da şikayetçi değilim bu durumdan ama duygularıyla hareket edenler daha eğlenceli ve heyecanlıdır belki bilemiyorum:) Keyifli okumalar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mantık bence daha önemli. Öbür türlü yanılgıya kapılabilir insan. Ama mantıklı olmaya çalışırken çok katı olmamak gerektiğini de düşünüyorum. Ben genelde ya çok mantıklı, ya çok duygusalımdır. Orta yolu bulmaya çalışıyorum. :)

      Sil
  5. pikiş bunu da not alayım :) beynimiz kalbimizi dinlesin :)

    YanıtlaSil
  6. Çok sevdiğim ve keyifle okuduğum çizgi romanlardan biri:))) Çizimler aşırı iyi:))) Yerine ve zamanına göre kalbimi de beynimi de dinliyorum:))) Kalbim bazen çok saçma şeyler yapsa da tatlı şeyler oluyor, bazen de tatsız:)
    Bu çizgi romanı da devamını da bloğumda paylaşmıştım:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet iki cildi de güzeldi. Ben de okumaktan keyif aldım. :) Ve evet denge önemli. :)

      Sil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.