21 Şubat 2025 Cuma

Papatyalı olan çayım ve sohbet muhabbet ya da yine sadece monolog.

 

Merhaba. Nasılsın, nasıl gidiyor? Neler yapıyorsun, neler yapmıyorsun?

Papatya çayımı içerken seninle konuşmak istedim. Ne zaman papatyalı olan çayımı içsem seninle konuşmaya dair özel bir istek duyuyorum sanırım ahahah. Başka zamanlar da anlatmaya dair istek duyuyorum o ayrı ama bazen sadece sohbet etmek istiyorum. İçimdeki her şeyi önüne yığmak gibi değil de, iletişim kurmak gibi. Galiba bu çay beni gerçekten sakinleştiriyor.

Kardeşimin bir kuşu oldu. Mavi tüyleri olan oyuncu bir bebek. Daha geçen ay doğmuş yok artık. Ötmeyi bile tam bilmiyordu biliyor musun? Ben biraz hızlı konuşurum, geçen yine odada monolog çekiyorum ahahahha, sonra bizim bebek de ötmeye başlamasın mı? Herhalde hızlı konuşuyorum diye sesimi kuş şakımasına benzetti ahahahha. Mutlu etti kerata. 

Daha evvel de balığımız vardı. Aile evinde maksimum bu iki hayvanı besleyebiliriz. Belki bir de su kaplumbağası. :) Balığımızla konuşmayı da çok severdim (ama tabii ortamda kimse yokken). O da bana karşılık verirdi. Kuyruğuyla çalımlar atarak yüzmeye başlardı sevimli şey. Öldüğünde çok üzülmüştüm. Bir balık sonuçta, bilinci bile bizim bildiğimiz şekilde değil, değil mi?.. O zaman ne şekilde? Onun da bir bilinci vardı, ne şekilde olursa olsun. Onu çok seviyordum. Ölümüne yakın (beş yıl bizimle kaldı) onunla yakın olmuştuk ama yine de... Galiba onu özledim. Neptünlü olacağımı bile ilk ona söylemiştim, güzelim benim. Güzel turunculum. Bu arada ağlıyorum. İnsan sevdiği birini veya bir şeyi kaybettiğinde gözyaşlarına engel olamıyor.

İnsan sevdiği birini veya bir şeyi bul...

Bu yıla başladığımızdan beri sağlık sorunlarım vardı. Aslında günün sonunda önemli olmadığı ortaya çıktı ama beni bezdirdi bezdirdi. Şimdi nedir ne değildir uzun uzun yazmayacağım ama bir şey olduğunda, kendimi çok sıktığımda, bedenim bana yanıt veriyor. Bir de ben görüntüsüne takıntılı bir tipim (makyaj bile yapmam aslında ahahahh, ama öyleyim - itiraf). Bu nedenle derim beni sarsıyor sanırım. Ne kadar sağlıklı ve güzelsin sus artık! diye. Bir sorunum geçen yıldan beri tam iyileşmedi. Şu anda kullandığım kremler işe yarıyor gibi. Eğer ki tam olarak iyileşirse bu sorunum, doktoruma hayatım boyunca dua ederim. Ciddiyim, tüm hayatım oyunca ona iyi dilekler gönderirim sanırım.

Bu dönem artık son yüksek lisans dönemim olsun istiyorum. Zaten bu dönem başlangıcında harç parası ödemek zorunda kaldım. Paralı olduğu için şu an daha işin ciddiyetindeyim. Yüksek lisanstan da beklediğimi bulamadım. Yine de nihayete erdirmek istiyorum. Bakma, bir hafta öncesine kadar bırakmayı düşünüyordum (yüzüncü kez). Hatta danışmanıma yazacağım mesajı, belki konuşmamızı bile kafamda prova etmiştim. :) Sonra bir sabah uyandım ve tam tersi ifadeleri içeren bir mesaj yazdım. Ertesi gün de, umuyorum ki son kez, ders kaydımı yaptım. 

Bir yerden haber bekliyorum. En son üniversite sınavına çalışırken çok iyi hissediyordum. Ben işte böyle bir manyağım. Sadece unutmam gerekiyor. Bir şeye kendimi çok vermem ve böylece unutmam. Dünya amacı belirlemem işte. Keşke başka şekilde olabilse. Yani keşke tüm bunları zorunluluk olarak değil de, seveceğim şeyler olarak görebilsem. Yine de böyle olacağı varmış, en azından şimdilik.

Acaba bu şimdileri bir gün bitirebilecek miyim merak ediyorum.

Geçen gün bir dua ettim, ''Tanrım bana çok seveceğim bir şeyler ver,'' diye.

Aslında ne demek istediğimden ben bile bihaberim. Umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır. Çünkü kendimi iyi ifade edemedim sanırım.

Annemle aramız düzelmişti. Sanırım sağlık sorunu yaşamam aramızdaki ateşkes oldu. Sonra bir şey oldu ve yine tadımız kaçtı. Sonra ben özür diledim. Sonra çok rahatladım, çok. Kötü duygular sadece bizi zehirler. Kızgınlık, sıkıntı, haklılık çabası vs. Bunlar enerji emen şeyler. Ve benim sabrım yok. Tüm enerjimi sevebileceğim bir şeyleri oluşturmak, büyütmek veya popüler ifadeyle ''kendime çekmek'' :) için harcamam lazım. Çünkü tükendim.

Yine bu bir sohbet olmadı ama... Neyse, beni böyle kabullen.

Hoşça kal.


bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsiniz.



15 yorum:

  1. Geçmiş olsun, sağlık sorunları çok etkiliyor insanı. Ben de artık başımın ağrımadığı her günü bayram gibi hissediyorum. Düşük seviyede de olsa hiçbir şey yapasım gelmiyor çünkü, bir şeye odaklanmak zor oluyor. :)
    Kuşlar öyle, sese karşılık verirler. Babam Ne zaman maç açsa, spiker bağırdıkça kuşlar da ötmeye başlıyor. :))
    Benim ebru kursu da bu hafta başladı, henüz bloğa yazmadım ama keyifli. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :) Evet öyle gerçekten, sağlık en önemlisi. Sana da çok geçmiş olsun.
      Yaa ne tatlı :)
      Umarım güzel zamanlar geçirirsin kursta. Ebru güzel bir sanat dalı. Küçükken ilk gördüğümde hayran olmuştum :) İşlerini de sonra blogda paylaşırsın belki.

      Sil
  2. papatya çayı, grip olunca galiba iyi gidiyor veya uyku sorunu olunca :) kuşlar ne hoş tabisi yaa :) balık ta :) belki o şimdi neptündedir :) özlemek de ne güzel bişi ağlamak da :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kahve çok içtiğimden dolayı çarpıntım tutmasın diye araya katıyorum :) Bir de tabi sinir stres. Ve ama gerçekten işe yarıyor bende. Sakinleştiriyor ya da buna inandığım için öyle geliyor emin değilim :)
      Yaaa evet, Neptün'de olabilir. Orası da su gezegeni zaten :)
      Ağlamak güzel değil. Yani rahatlatır ama benim için güzel değil. Uzun bir süre ağlamak istemiyorum. Bu zamana kadar yeterince ağladım. Böyle de ne abartılı geldi :) ama öyle.

      Sil
  3. stresten derinde bişiler oluyo herhalde, geçmiş olsun, geçsin de dua et doktoruna piki :) yeni yılda nahaptın yükseği merak ediyordum, iyi olmuş kararın bitir tabi :) çok severek yapıp başka şeyleri unutcağın bir şey de olur nasıl olsa :) türkçe, edebiyat ile ilgili yutup videoları, podcast de aklında olsun :) kitap çıkarmak :) koljlerin birinde öğretmen olmak, daha sonra kadro filan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya ben geçen yıl da bir dermatoloğa gittim ve kaşıntı gibi şikayetlerim geçti. Yine geçti bu arada, verilen ilaç zaten geçiriyor da lekeler kaldı ve hadi ama kaçıncı yy'dayız yok mu bunun çaresi ya :((( Bu doktorum baya ilgilenen biriydi o yüzden sempati duydum kendisine, umarım işe yarar ilaçlar da. Cidden hayır duası mı desem artık, onu alır benden...
      Ben kendimi meteora benzetiyorum biliyor musun? Böyle parlak ama ışığını kullanamadan yerde bir kaya parçasına dönüşmüş. Çok dramatik geliyor ama öyle gerçekten öyle. Ama bir dakika... Meteor başta da kaya parçasıydı ahahahh :) Ben bir kaya parçasıyım! :)
      Ben potansiyelinin farkında olmayan biri değilim, onu kullanamayan veya sadece bomboş biriyim buna eminim artık. Ve ben bir şeyleri başarmak için hep yırtınmalıyım gerçekten. Birisinin elini sallamasıyla aldığı tebriği vs bile ben yırtınıp anca alırım veya asla alamam. Çekim yasası kurallarına göre böyle söylememeliymişim ahahahaha, ama gerçek bu. Kendimi burada bile kandıramıyorum, komik. :) ,
      Benim isteksizlik sebebim de bu. Yırtındığım şeyler kalbime heyecan da vermiyor. Kalbime heyecan veren hiçbir şey yok. Sevdiğim hiçbir şey yok. Blog olmasa kendimden iyice koparım çok ciddiyim. Gerçi burası eski bloğum gibi değil benim için ama yine de yazmak güzel. Burada iki bir şey karalayıp havaya girdiğim oluyor bazen. Yoksa en fenası olurdu herhalde, kendime inanmazdım da. Ben de gerçekten diğer insanlarda olan bir şey yok. Eksik bir şey var. Bunu kabul ettim ama benim kabul etmem bir şeyi değiştirmiyor. Benim bir şeyler için yırtınmam gerekiyor cidden ve buna rağmen kimse için değeri yok. Umarım bir gün hayatta gerçekten değer verdiğim bir şeylerin içinde olurum. Yoksa her şey gerçekten koca bir saçmalık. Neyse. Daha fazla karanlık bir tablo sunmayım. Gerçi benim için karanlık da değil de... Boşver. İyi ki geldin ve güzel bir yorum bıraktın. Çok sevgiler. <3

      Sil
    2. bu yazıları yorumları saklarsan biraz zaman geçince bunları yine anlatırsın belki. bakalım değişcek mi aynı mı kalcak yani.

      Sil
  4. Geçmiş olsun, umarım kısa sürede halledersiniz. Streslenmemeye çalışmak lazım, böyle kolaylıkla söyleniyor ama yapması zor biliyorum. Hastalıkların ana nedeni o bence. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :) Neden olarak stres belirtildiğinde daha da streslenmeye başlıyorum :) Çünkü ucu çok açık ve çoğu zaman elimde olmayan bir şey. Ama evet, hiçbir şey için aslında buna değmez.

      Sil
  5. İnsanın içinde sakladığı sıkıntılar, bedeninin bir yerinden çıkıyor mutlaka. Cildiye konusunda iyi bir doktor bulmak çok zor maalesef. Eski tecrübeli doktorlar artık yok, çok ender karşılaşabiliyoruz. Benim de öyle bir sıkıntım oldu, temelde yatan problem haşimoto tiroidiyle ilgiliydi ama hepsi göz ardı etti ve kaç doktora gittiğimi sayamıyorum bile artık. Sonuç kendi kendimin doktoru oldum ve gıdalarla işi çözdüm. Bu arada İstanbul' da uzaktan bir cilde bakıp sorunu şak diye söyleyip, ilacını kendi hazırlayan bir eczacıyı da defterime not ettim, çok gerektiğinde görünmek üzere gideceğim. :)
    Sana da şifa diliyorum... kendini öyle yor ki, kimseyle laflayacak halin kalmasın ve sorun da olmasın. :) işte buraya gel yaz sadece. :) Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçen yıl iki farklı doktora gittim bunun için. İlki yine sağ olsun kan testi falan yaptı ama oradan sadece genel olarak alerjik bir bünyem olduğu ortaya çıktı. Yani direkt şudur diye bir şeye alerjin var demedi doktor ama alerjik bünye dedi. İkinci doktor ise çok çok çok ilgisizdi. Hatta ben kafamda kurdum herhalde dedim ama eczaneye gittiğimde bana ''siz emin misiniz eksik reçete yazılmış olmasın,'' dediler. Çünkü doktorun yazdığı teşhis ile ilaçlar uyumsuzmuş. Hatta eczacı ''en azından bir antibiyotikli krem vs ister burada yazan sorun'' vs dedi. :)) Yani kafamda kurmamışım. Benim lekelerim biraz tehlikeli de bir bölgede (bence). O yüzden beni germişti. Bunun için acaba içeriden mi kaynaklı diye genel cerahiye de gittim bu yıl. Bu olaydan bağımsız olarak küçük küçük kistlerim olduğunu da öğrendim (me- me bölgesinde). İyi huylu bir şeyler olduğunu anlasam da doktor bana ameliyat vs der diye çok korkmuştum. Demedi, sadece büyürse diye kontrolde olmamı söyledi. Neyse sorunum ciltle ilgili dendi ama iç organlarından dolayı da olabilir belki bilmiyorum. Bir de bu yılın başında grip oldum ben. Biraz normale göre ağır da geçirdim sanırım. Ne tuhaftır grip vücudumda ürtiker benzeri deri döküntüsü yaptı. Hatta ben ikisini farklı sorun sanmıştım ama gripten kaynaklı olmuş. Neyse griple birlikte bu sorunum geçse de, bu sefer lekeler koyulaştı gibi geldi bana ve kaşıntılı bir hal aldılar. Bu şekilde bu bahsettiğim cildiye olayı oldu. Özetle, kötü bir durum yokmuş ama uğraştığım ve nahoş zamanlar geçirdiğim bir dönemdi.
      Ve evet, meşgul olmak en güzel yol aslında. En azından benim için etkili bir yol. Umarım bu arada da şu sorunum geçer...
      Yorumunuz için teşekkür ederim. Sizin sorununuzun geçmesine de çok sevindim. Cilt doktorları hakkındaki görüşünüze malesef katılıyorum... Oysa sağlık her şeyden kıymetli. Neyse. Sevgiler.

      Sil
    2. İlkaycığım bu süreçte yediklerine de özen göster bence. Cidden ne yersek oyuz. Peynir-yoğurt bir derece ancak süt kullanma bence, bitkisel sütler en iyileri. Ekmek, lahmacun, pide, pizza kimi un baslı şeylerden -en azından- bir süre uzak dur. Paketli gıdalar da aynı şekilde, kan tahlillerinde eksik vitamin minerallerin var mı ona baktırıp, destekle kendini. Yapacak bir şey yok, kendimiz kendimizi koruyacağız. İstanbul' a yolun düşerse sana da veririm o eczacının numarasını. :)

      Sil
    3. Evet aslında beslenme çok önemli. Kendime çok dikkat ettiğim de söylenemez :) Teşekkür ederim <3

      Sil
  6. Çok geçmiş olsun. Ne kadar stres yaparsak yapalım sonuçta olacak olan oluyor. Olabildiğince akışına bırakmak lazım. Bu arada bu blog niye ilk bloğun gibi değil?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Önceki bloğumda ne olduğunu anlamlandıramadığım bir şeyler olmuştu ve blog içinde başkası da var diye paranoyak olmuştum. :) Bence paranoyaklığımın altı da doluydu da neyse. Bu nedenle biraz da sinirlenip bloğumu sildim. Yine olsa yine silerdim bu arada. Çünkü orası sadece benimdi yani. Neyse ama o bloğu sildiğimde 23 yaşındaydım ve 8 yıl orada yazı yazmıştım. Yani hayatımın üçte birinden fazlası orada geçmiş! Manevi değeri fazlaydı yani. Sanki içimden çıkardığım bir parça gibiydi o blog. O nedenle silerken bile çok üzülmüştüm. Şimdi üzülmüyorum ve bu bloğumda yazmayı da seviyorum. Yine kendime güzel bir gezegen kurdum bence ahahahhah, ama yine de eski bloğum gibi olamaz.

      Sil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.