31 Ocak 2024 Çarşamba

Tirende Bir Keman (Mustafa Kutlu) | Kitap Yorumu

Yazar: Mustafa Kutlu, Yayınevi: Dergah Yayınları

Kenan müzisyen bir babanın oğludur. Daha çocuk yaşta iyi keman çalmayı öğrenir. Babası o daha ortaokula giderken ölür ve evin geçimi Kenan'a kalır. Kenan ömrünü çok sevdiği müzikle iç içe geçirir. Pek de yakışıklıdır, pek de centilmen. Kimseye yüz vermeyen Kenan'ın gönlü, çalıştığı gazinoya şarkıcı olma hayaliyle gelen genç ve güzel Semiramis'e kayar. Semiramis de bu yetenekli ve yakışıklı adamdan etkilenir ve ikilinin çok geçmeden Sadullah isimli bir oğlu olur. Semiramis gazinoya bir hayalle gelmiştir. O hayalin peşini ailesini bırakmak uğruna bile bırakmaz ve ünlü bir yıldız olur. Tabii bu sırada gözü ne oğlunu, ne Kenan'ı görür. Kenan ve Sadullah, Kenan'ın annesinin ana ocağında bir başlarına kalakalırlar.

Kenan, kimseye pas atmayan o havalı ve yetenekli adam, kara sevda dedikleri illete tutulmuş kendini yer bitirir. Çok içer, içkisi elinden ve dilinden müziğini bile düşürür. Çok geçmez, başka bir yerde yeniden başlamak için yollara iter hayat Kenan'ı ve oğlunu. İzmir, Mersin, Adana... Nerede iş varsa orada. Kenan müziğini bırakmaz. Oğlunu da çekirdekten yetiştirir. Aile mesleği artık Sadullah'tadır. Çok iyi keman çalar. Kenan para kazanmak için trenlerde keman çalıp şarkı söylemeye başlar. Yurdu baştan başa müzikle geçer. Ancak trajediler peşini bırakmaz. 

Tirende Bir Keman'da bir ailenin nesilden nesile aktarılan yıkılış öyküsünü okuyoruz.


Tirende Bir Keman, Mustafa Kutlu'dan okuduğum ikinci kitap. Daha evvel okuduğum Uzun Hikâye (şurada da yorumlamıştım) gibi bu kitapta da bir ailenin başına gelenleri okuyoruz. Ailemizin kaderi, bizim de kaderimiz midir? Sanmıyorum; ama bu iki kitapta da öyle oluyor. Dedenin yaptıkları torunun yaşamına dek taşınıyor. Dede, baba, torun; üçü sanki görünmez iplerle birbirine bağlı oluyor.

Kitap, tam bir Türk filmi senaryosu. Ben de kitabı okurken filmin sonunu merak ettiğimden sayfalara kitlendim tabii. Acıklı, çok acıklı bir öykü. Ana karakterler bir yana, yan karakterleri çok sevdim ben. Halim Baba, Sabır Anne, Cellat Ali... Hepsi hikayeye hoş bir tat katmıştı. Bir okur olarak benim, ana karakterler olarak Kenan ve Sadullah'ın yüzünü güldüren de bu yan karakterlerdi ya zaten. Onlar olmasa gamdan kederden geçit vermezdi satırlar...

Şimdilerde neredeyse bir tartışma konusu olan pavyonlar, bu kitapta yer yer arka plan olarak karşımıza çıkıyor. Kitapta pavyonların nasıl insanı yiyip bitiren, sigara dumanından belalısına insanı içine çekip alan yerler olduğu da gösteriliyordu. 

Velhasıl kelam, benim sayfalarını merakla çevirdiğim, güzel bir kitaptı. Konusu ilginizi çektiyse sizlere de önerebilirim. Yazarın başka kitaplarını da okumak istiyorum.

Hoşça ve kitaplarla kalın.


ALINTILAR

''Kafasına göre takılan bir kedi. Babası onu bir kış günü kapı önünde bulmuş. Siyah-beyaz alaca. Beyzade gibidir. Yemeği az gecikse annenin eteklerini tırmalayıp hırlamaya başlar. Sedirin başköşesindeki mindere kıvrılıp uyur. Sıkıysa yerinden kaldır, hemen hırlamaya başlar. Canı isterse gelir, kucağına yatar, okşatır kendini; canı istemezse hiç oralı olmaz.'' (Sayfa 5)


''Sevdi sevildi ama hayatının kadınını bulamadı. Kimi arıyordu? Kimi olacak alnının yazısını.'' (Sayfa 7)


''Kız gitti, terli ellerini annesinin ellerine bıraktı. Bunu hep yapardı. Dara düştüğünde anasının eline sarılırdı. Şaşılacak bir şey yok. Hepimiz böyle anlarda tutunacak bir dal ararız.'' (Sayfa 12)


''Naime, Haliç'teki adalara bakıyor. Yalnız, kimsesiz. "Bana benziyorlar" diyor içinden.'' (Sayfa 21)


''Kendisini değil, artık hatırasını seviyordu.'' (Sayfa 50)


''Günler hep böyle geçecek, güneş hiç batmayacak, neşe de keder de hep aynı kalacak sanırız. İnsanoğlu aldanıştadır. Güneş batar, yağmur kesilir, kuşlar yuvalarına çekilir. Hiç ummadığın anda bir dalga gelip kayığı devirir.'' (Sayfa 52)


''Gariptir, verilmiş bir kararın etkisiyle olsa gerek, kendini dinç ve güçlü hissediyordu.'' (Sayfa 55)


''Mehtap'a dedim ki, pavyonun sonu çöplük.'' (Sayfa 59)


"Şurada evlenip bir yuva kursaydık, biraz da biz mutlu olsaydık" diye kendi kendine konuşuyor. "Her yol Roma'ya çıkar" demişler. Nedir bu? "İş olacağına varır" demek. (Sayfa 67)



8 yorum:

  1. Açıklama için sağol, benimde okunacaklar arasında bekliyor bu kitap.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim. Kitabı okursanız iyi okumalar dilerim. :)

      Sil
  2. Üzüntülü bir kitapmış ama ilgimi çekti. Evde okumadığım bir sürü kitap var önce onları okuyacağım fakat bunu okunacaklar listeme ekledim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı yazarın Uzun Hikaye isimli kitabını da bu ay içinde okumuştum. Onu daha çok beğenmiştim diyebilirim ama her iki kitap da akıcı ve güzeldi. Konusu ilgini çektiyse önerebilirim. :)

      Sil
  3. Arka kapağı tekrar görmek hoşuma gitti :) Evet hüzünlü bir öykü...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet siz söylemiştiniz, yazı olmamasını sevdiğinizi. Yazarın tüm kitaplarının basımı bu şekilde sanırım. Arka kapakta küçük bir fotoğraf\ resim var. Ben de sevdim. :)

      Sil
  4. tam türk filmi diycektim ben de :) yaaaa pavyon deyince şeyi izleseneee yaaa konu da benziyor ayrıcana :) kader vildan atasever 2006 :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O filmi biliyorum ama izlemedim. Bu arada Vildan Atasever Semiramis rolüne de çok yakışırmış :)

      Sil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.