27 Ocak 2024 Cumartesi

Ickabog (J. K. Rowling) | Kitap Yorumu

Yazar: J. K. Rowling, Çevirmen: Hazel Bilgen,
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Bir varmış bir yokmuş... Bir zamanlar Kornukopya Krallığı isimli bir ülke varmış. Bu ülke dünyanın en mutlu ve huzurlu ülkesiymiş. Bu ülkede yaşayan her bir insanın yüzünden gülümsemesi eksik olmazmış. Hepsi çok mutlu ve nazik insanlarmış; sevdikleri ile bir arada ve güvendelermiş, bolluk ve bereket içinde yaşarlarmış. Kralları her zaman özenli ve şık giyinen Kral Korkusuz Fred'miş. 

Bu ülkenin dört büyük şehri varmış. Bir de... Ülkenin en ucunda gözlerden ırak bir yer olarak varlığını sürdüren Bataklık Diyarı! Bu diyarda kocaman, insanı içine alıp yutuveren bir bataklık bulunuyormuş ve bu bataklığın içinde ise efsanevi yaratık Ickabog yaşarmış. Ickabog, boyu en az iki at kadar uzun olan, gözleri çakmak çakmak yanan, sivri dişli, uzun pençeli, insan dahil canlıların etleriyle beslenen korkunç bir yaratıkmış. Sadece efsanelerde yaşadığı varsayılan bu yaratık bir gün canlı olduğunu göstermiş ve dünyanın en mutlu ülkesi olarak bilinen Kornukopya Krallığı'ndaki her şey aniden değişmiş.

Kitap boyunca bir canavarın koca bir ülkeyi yiyip bitirmesini okuyoruz. Hayır hayır hayır, pençeler veya dişlerle değil; korkuyla yeniyor bu ülke. Bencillik, açgözlülük ve kibrin egemenliğini ilan ettiği yerde sarmaşık gibi yayılan korkuyla yeniyor. Biz okurlar da her masalda olduğu gibi iyilerle kötülerin burun buruna giden mücadelesine tanıklık ediyoruz.


Gizemli bir canavar, gözü pek genç kahramanlar ve hinlik peşindeki kötü karakterler... Kitabın yaratıcı bir konusu var. Her masal gibi insanı sarıp sarmalıyor ve acaba ne olacak diye okuru oturduğu yerde kımıl kımıl da ediyor. Öte yandan yıllar sonra J. K. Rowling'ten bir şeyler okumak ilginç bir deneyimdi benim için. Ne yalan söyleyeyim kitabı daha okumadan sevmiştim. Okurken ve okuyup bitirdikten sonra da sevdim tabii. İki kurgunun konuları birbirinden tamamen farklı olsa da, kitabın karakterlerinde Harry Potter karakterlerinden esintiler bulmak da mümkün veya eşsiz muhakeme yeteneğim beni yanıltmış da olabilir, bilmiyorum. 

Bu kitabı Rowling yıllara yayarak yazmış. Başlangıçta sadece kendi çocuklarına ara sıra parça parça anlattığı bir masaldan ibaretmiş bu kurgu. O sıralar yazar Harry Potter'ı yazmakla meşgulmüş. Harry Potter'dan arta kalan zamanlarında da çocuklarını eğlendirmek için bu masalı uyduruyormuş. Kitaptaki en sevdiğim özellik de aslında tam olarak bu ''uydurma hali.'' Ben de arada küçük kuzenlerime hikayeler uydururdum. Küçük çocuklara beden diliniz ile jest ve mimiklerinizi de işe katmayı unutmadan sesinizi alçaltıp yükselterek ilginç isimlerin geçtiği kurgular anlattığınızda kesinlikle ilgi çekiyorsunuz. Bu kitapta da tam olarak o etki vardı. Sanki soğuk bir kış akşamında biri karşıma geçmiş de bana ellerini kollarını sallayarak ve tabii en heyecanlı yerlerde vurgular yapmayı da unutmadan Ickabog masalını anlatıyormuş gibi hissettim.

Rowling bu kitabı yıllar sonra pandemi döneminde çatı katındaki tozlu kolisinden çıkarıp düzenlemiş ve pandemide evde kalmak zorunda kalan çocukların eğlenceli vakit geçirmesi için internet üzerinden bölüm bölüm yayınlamış. Kitapta yer alan çizimler ise Ickabog Resim Yarışması'nı kazanan çocukların resimlerinden oluşuyor. Bizim ülkemizde yayınlanan baskıdaki resimler Türk çocuklarına ait resimler. Başka ülkelerdeki baskılarda da muhtemelen o ülkede yaşayan çocukların çizdiği resimler yer alıyordur. Kitapta çocukların yaptığı resimlerin yer alması fikrini de pek hoş buldum ve resimleri çok sevdim.

Özetle, benim ilgiyle okuduğum bir kitaptı. Ben elimden bırakamadan okudum. Konusu ilginizi çektiyse sizlere de öneriyorum. Ama şunun da uyarısını yapmadan geçmemeliyim; eğer ki J. K. Rowling'in kurgularını tanıyorsanız zaten bilirsiniz, kendisi pek zalim bir yazardır. Bu kitabında da bu özelliğini görmek mümkün...

Hoşça ve kitaplarla kalın.



ALINTILAR

''Bazen iki kişi, başkalarının bir ömür boyu konuşup birbirine anlatamayacağı şeyleri sadece bir bakışla anlatabilir.'' (Sayfa 123)


''Gerçi Lord Tükrer'in gözlerinden fışkıran insan kötülüğünü gördükten sonra o gece Daisy de bataklıktaki bir canavara inanmayı yeğlerdi.'' (Sayfa 174)


"Ah, aşçılık okulunda öğrendiğimiz bir şey varsa," dedi Bayan Pürneşe omuz silkerek, "o da şudur ki yanık kenarlar ve kayış gibi kekler en iyilerimizin başına bile gelir. O zaman yapılacak tek şey kolları yeniden sıvayıp başka bir şeye başlamaktır, derim. Düzeltemeteceğin şeyler için sızlanmanın âlemi yoktur!" (Sayfa 197)


''Çünkü gözyaşları aynı kahkahalar gibi zihni iyileştirebilir.'' (Sayfa 207)


"Bence insanların da Ickaboglar kadar umuda ihtiyacı var. Ama," dedi elini kalbine götürerek, "annemle babam hâlâ burada ve her zaman burada olacaklar. İşte o yüzden Ickabog, beni yediğinde kalbimi en sona sakla. Annemle babamı elimden geldiğince hayatta tutmak istiyorum." (Sayfa 235)


''Bir kere yalan söylemeye başladınız mı devam etmek zorunda kalıyordunuz ve bu da aynı su alan bir geminin kaptanı olmaya benziyordu, kendinizi batmaktan kurtarmak için gemideki delikleri sürekli tıkamanız gerekiyordu.'' (Sayfa 243)


''Bazen -nasıl bilmiyorum- birbirinden kilometrelerce ötede yaşayan insanların artık harekete geçme vaktinin geldiğini aynı zamanda fark ettiği olur. Belki de fikirler rüzgârda uçuşan polenler gibi yayılıyordur, kim bilir.'' (Sayfa 257)




10 yorum:

  1. Kitabı almayı düşünmüyorum. Ama bir kez daha senin yazından aldığım okuma tadının altını çiziyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten bir Harry Potter değildi ama eğlendim okurken ve teşekkür ediyorum :)

      Sil
  2. Kitabı çok duyuyorum. Anlatımınla ilgimi çekti. Yazarın hayal gücüne de güveniyorum, çünkü Harry Potter en sevdiğim kitaplar arasında. Çocukların yaptığı resimlerin kullanılması da hoş bir detay. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam bir masaldı diyebilirim. Tabii öyle tatlış masallar gibi değildi. Çok fazla kayıp ve gerçek dünya da içeriyordu... Olayların nereye bağlanacağı da belliydi ama masallar zaten nasıl sonlanacağını öyle ya da böyle belli eder o yüzden ben sürece odaklandım ve okurken eğlendim.
      Yukarıdaki yoruma da yanıt olarak yazdım, bir Harry Potter değildi ama okuduğum için memnunum. Okurken iyi vakit geçirdim. İlgini çektiyse önerebilirim. :)
      Anladığım kadarıyla kitabın yayınlanma aşamasında da çocuklar sürece aktif katılım sağlamışlar, sonra işte resim yarışması yapılması da güzel olmuş. Çocuklarla etkileşim kurarak kitabın yayınlanması durumunu sevdim ve yararlı olduğunu düşünüyorum. Hem okuma alışkanlığı kazandırma, hem belki sosyalleşme, hem de resimlerle vs kendini ifade etme anlamında.

      Sil
  3. okurum tabisiii :) cornucopia mitolojik bir isim hoş isim olmuş :)

    YanıtlaSil
  4. O zaman yapılacak tek şey kolları yeniden sıvayıp başka bir şeye başlamaktır, derim. Düzeltemeteceğin şeyler için sızlanmanın âlemi yoktur!" (Sayfa 197) Bu çok iyi bir öğüt olmuş.

    YanıtlaSil
  5. Bir ay önce ben de kitabı okudum İlkaaay, yakın zamanlarda okumamız güzel oldu. Kitap çıktığına çocuk kitabı olması nedeniyle ve HP'yi çok sevdiğim için kesin hayal kırıklığına uğrarım diye almamıştım. Metrodaki kitapçıda indirimde görünce dayanamayıp edindim ve ben de sevdim. Tatlı bir kitaptı :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet hoş bir denk geliş olmuş <3
      Ben de aslında kitabı uzun zamandır okumak istiyordum ama o hayal kırıklığı korkusunu ben de taşıyordum. Yine de rafların içinde Rowling adını görünce bir heves aldım okudum ve mutluyum. Çok vaooov muydu veya HP'nin verdiği hissi verdi mi (ki veremez çünkü HP'yi ortaokula giden İlkay okumuş ve büyülenmişti :), hayır ama tatlıydı dediğin gibi. Güzel vakit geçirdim ve karakterleri de sevdim. Zaten büyülü bir dünya ve maceralar söz konusuysa sevmemem çok zor benim. :)

      Sil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.