Yönetmen: Stanley Donen
Senarist: Leonard Gershe
Yapımı: 1957 - ABD
Bir moda dergisinin editörü olan Maggie Prescott (Kay Thompson) mükemmeliyetçi biridir. Derginin sıkıcı aynılığından kurtulmak ister. Yeni tasarımlar yayınlanmadan evvel bir dizi yenilik için harekete geçer. Çekimlerde entelektüel bir görünüm vurgulanmak istenir. Bu nedenle fotoğraf çekimlerinde dış mekan olarak bir kitapçıyı izinsiz bir şekilde kullanırlar. Bu kitapçıda entel bir kız, Jo (Audrey Hepburn), çalışmaktadır. Fotoğraf çekimlerine ne kadar onay vermese de, içeriye fırtına gibi dalan çekim ekibine tek başına karşı koyamaz. Hatta fotoğrafların bir köşesinde somurtuk ifadesiyle boy gösterir. Derginin yetenekli moda fotoğrafçısı Dick (Fred Astaire), bu sevimli yüzlü kitapçı kızı fark eder ve yeni model arayışında olan Maggie'ye kitapçı kızı önerir. Bu anlaşmada Dick dışında kimse hevesli olmasa da, derginin yeni yüzü Jo olur ve çekimler için Fransa'ya giderler. Jo'nun modellik yapacağı süreçten tek beklentisi Paris'te söyleşiye katılacak olan ünlü bir felsefe profesörü ile tanışmaktır. Müzikal türündeki bu filmde, moda ekibinin Paris'te yaptıkları fotoğraf çekimlerinde yaşadıklarını izliyoruz.
Kaynak: ımDb |
Jo karakterine hayat veren Audrey Hepburn, bu filminde de yine her zamanki tatlılık ve asaletiyle karşımıza çıkıyor. Film bir müzikal olmasından dolayı zaten içerisinde pek çok dans ve şarkı söyleme sahnesi var ancak bunun da yanı sıra bu filminde Audrey Hepburn adeta bale kariyerinden taşıdığı etkileri biz izleyicilere gösteriyor. Öyle hafif, öyle melodik adımlarla hareket ediyor ki, dümdüz yürüdüğü sahnelerde bile dans ediyormuş gibi görünüyor. Filmdeki partneri Fred Astaire ile aralarında çok yaş farkı bulunmasına rağmen birbirlerine yakışıyorlardı. Bu durum oyuncuların beyefendi görünümlerinden mi kaynaklanıyor bilememekle birlikte, Audrey Hepburn'ü birlikte başrolü paylaştığı tüm partnerleriyle bir şekilde yakıştırıyorum. Dick karakterine hayat veren Fred Astaire de karşımıza tam bir beyefendi olarak çıkıyor. Moda dünyasının soğukluğuna bir nefes olarak giren Jo, aynı zamanda Dick'in de ilham perisi oluyor.
Film için bir anlamda hayallerinin peşinden gitme hikayesi diyebilir miyiz? Bence mümkün. Jo, modayla uzaktan yakından ilgilenmeyen bir karakter olsa da, zafere giden yolda her yol mübahtır motivasyonuyla en büyük hayali olan Paris'teki felsefe sohbetlerine katılmak için istemediği bir anlaşmayı kabul ediyordu. Büyük bir hevesle gittiği Paris'te onu pek çok sürpriz bekleyecek ve umutları tıpkı bu farklı şehir gibi yön değiştirecekti. Bazen bir şeyleri çok isteriz ancak o çok istediğimiz şeylerin iç yüzünü keşfettiğimizde aslında beklentilerimizin pek de karşılanmadığını düşünebiliriz. Bu noktada her şey biter mi? En azından Jo için bu hayal kırıklıkları yeni beklentilerin yolunu açmıştı.
Umut verici, sıcacık ve eğlenceli bir film. Müzikal sevmeyenler dans sahnelerinden bir tık sıkılabilir kabul ediyorum ancak sadece Audrey Hepburn için bile filmi izlemeye değer diye düşünüyorum.
Hoşça kalın.
Funny Face - All Songs dinlemek için tıklayabilirsiniz.
Ben de pek müzikal izlemiyorum açıkçası ama bu filmi genel olarak sevdim. :)
YanıtlaSilİlginç bir konusu varmış. Hem de çok soft duruyor.
YanıtlaSilFilmi izlerken sadece filmi izle filmlerinden :)
SilAudley Hepburn çok sevimli ve çekici bir kadın. Ancak henüz izleme fırsatı bulamadım. Film de eğlenceli geldi, bunu izleyerek tanıyacağım oleey! Tenkyu 💛
YanıtlaSilÇok vaoov bir filmdi diyemesem de bence eğlenceli ve insana kendini iyi hissettiren bir filmdi. Paris'teki fotoğraf çekimleri de çok güzeldi. Rica ederim :)
SilAudrey Hepburn'un filmlerini merak ediyorum ama henüz izleme fırsatım olmadı. Yazını okumak hatırlatma gibi oldu, ilk fırsatta izleyeceğim. Teşekkürler :)
YanıtlaSilRica ederim, o halde şimdiden iyi seyirler dilerim :)
Silooooo klasiklerden pekiii fred astar dans eden amca odri canımız :)
YanıtlaSilMüzikal izlemeyi pek tercih etmesem de filmdeki dans sahnelerini çok sevdim. :)
SilHayattaki amacını bulan bir kadının hikayesi gibi anladım.
YanıtlaSilTabi amaç olayı da olmazsa olmaz da daha farklı bir olay da var orada ki ben bunu daha çok sevdim. O da, tamam amaç sahibi olmak güzel ama bunu yaparken yalnız olmak zorunda değilsin idi. :)
SilÇok izlenesi geldi bana. Bakayım netten
YanıtlaSilİyi seyirler dilerim :)
SilÇok eğlenceli görünüyor, bonjour Paris :) Audrey Hepburn 😍
YanıtlaSilEvet tatlı bir filmdi :)
SilAudrey Hepburn filmlerine başlamak istiyorum ama bakalım ne zaman fırsat olacak. :)
YanıtlaSilBen iyi hissetmek için arada izliyorum :) Zaten o yılların havasını sevdiğimi fark ettim. Centilmen beyefendiler ve tatlı hanımefendiler... Bir de tabii güzel mekanlar.
Sil