Yeni yıla dair beni en çok heyecanlandıran şeylerden biri de takvimlerdir. Genelde dergileri takip ederim bunun için. Bunun sanırım hem biraz bilinçli seçim, hem de sürpriz olmasını istiyorum. Edebiyat dergileri yıl sonundaki veya yıl başındaki sayılarına ek olarak takvim koyarlar. Uzun zamandır dergi de almadım. Artık dergilerin içerikleri de beni tatmin etmiyor. Ayrıca her şey gibi onlar da pahalılar. Dergi yerine kitap almak daha mantıklı geliyor olabilir. Emin değilim. Emin olduğum tek şey dergilerin içinden çıkan takvimlerin beni heyecanlandırdığı.
Bu konuda özellikle de instagramda duyuru gönderileri paylaşırlar. Onlara bir bakmayı düşünüyorum ilgimi çeken bir takvim var mı diye. Öte yandan bu yıl bu konuda bir farklılık yapma niyetine de yavaştan girdim. İstediğim tarzda bir takvim tasarımı göremezsem kendim almayı düşünüyorum. Ya da düz bir takvim alıp yanlarını kendim çizip boyayıp da figürler mi eklesem? Bak bu da olabilir.
Son günlerde ınstagramda karşıma hep Studio Ghibli filmlerinin sahneleri çıkıyor. Ba-yı-lı-yor-um. Beni ınstagramda takip ediyorsan bıkmış olabilirsin ahahahha. Üzgün değilim - bu gönderiler karşıma çıktıkça paylaşmaya devam edeceğim. Çünkü o an gördüğüm gönderi beni hep gülümsetiyor. Evet hangi filmden olursa olsun. Sanki dünyaya verilmiş hediyeler gibiler. Bana neptün'deki anılarımı anımsatıyor gibiler. Sadece kalpten hissettiğim şeyleri. Kalbimde olan ve bu nedenle gülümseten veya ağlatan şeyleri. Bu nedenle de her halime, her günüme uygunmuş gibi gelen şeyleri. İşte böyle bir takvim istiyorum. Üşenmezsem kendime yapayım.
Bir ara çizim yeteneğim vardı. Yetenek gibi şeyler bir ara olup sonra olmamak gibi değişken özelliklere sahip mi emin değilim ama gerçekten, yalan söylemiyorum, bir ara çizebiliyordum. Bu ara ise bu konuda bir fikrim yok. Sanırım bir noktada kendimi çizemediğime inandırdım (belki de gerçekten çizemediğim için ha-ha). Daha doğrusu, çizemeyeceğime inandırdım; sanırım? Belki de gerçekten de çizemem. Önemli mi olmalı yani? Çizemezsem çizeeemem yar, çizeeemezsem çizeeeemem... zaten uyumlu olmazsın, belki benim takvim yanıııma. *-*
Bir de takvim deyip geçme. Sanırım 2020'den beri bütün takvimlerim bir şekilde o yılımı yansıtıyor. 2020'de yerde sürünen bir Noel Baba resmi vardı misal... Sonraki takvimleri hatırlamıyorum. Bu yıl ise yazarların şairlerin sözlerinin olduğu bir takvimi kullandım. Öylesine elime geçen ilk dergiyi almıştım, bana da sürprayz olmuştu doğrusu. Ama bunu sevmiştim. Bunu hala seviyorum. Hayır, sürprayz olması kısmını değil (tamam, o da yok bu sefer). Sadece... daha evvel de bu konuda bir yazı yazmıştım. Bu sözler bana kimi zaman ilham verdi. Dünyada çeşitli insanlar yaşadı, yaşıyor. Bu insanların bir kısmı edebiyatçı. Bu insanların bir kısmı da illüstratör. Bir kısmı da manga\ anime (??) sanatçısı. Bir kısmı da... -bence anlaşıldı- Özetle, dünyada yaşamış ve yaşayan insanların bir kısmı eserler üretti ve bu eserleri kitlelerle buluşturdu. Sonra ben de bu eserlerle karşılaştım veya methini duydum. Böylece kendimi yalnız hissettiğim zamanlarda bu durumdan tek başıma çıkabilmek için güç buldum.
Bunu yapan kişiler miydi, yoksa eserleri mi? Sanırım eserleri. Fikirleri bile değildi kimi zaman. O fikirlerin benim üzerimde bıraktığı etkiden güç aldığım oldu. Yoksa zaten başkasının fikri başkasının fikridir. Önemli olan o fikrin benim fikrim üzerindeki etkisi olabilir. Bu etki bana güç verdiğinde eser amacına ulaşmış olmaz mı? Böyle bir amaç mı olmalı, bu amaçları kim belirliyor, evrensel kurallar mı var nedir yani bilmiyorum ama bir alımlayıcı olarak (tüketici yazamam, o yüzden klavyemden terimsel kelime kaçtı pardon) bu konudaki düşüncem ve bir eserden ve düşünceden beklentim bu diyebilirim ve galiba dedim.
Yıla takvimsiz başlıyormuşum... Kesin böyle olur. Bir şeyi düşünürsem yapmam zira. Telefon takvimi, planlayıcısı falan da var da... Ben eski kafalıyım. Bir de üstüne karşımda görmek istiyorum bu tip şeyleri. Üstüne elimle yazmak falan. Daha gerçek ve unutulmaz oluyor öyle. Planlar ve yakınlarımın doğum günleri.
bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder