29 Temmuz 2024 Pazartesi

Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde (Olga Tokarczuk) | Kitap Yorumu

Yazar: Olga Tokarczuk, Çevirmen: Neşe Taluy Yüce,
Yayınevi: Timaş Yayınları

Janina Polonya'nın bir köyünde yalnız yaşayan yaşlı bir kadındır. Bu köyde kışlar soğuk, karanlık ve yalnız geçmektedir. Tekinsiz bu atmosferde bir sabah Janina, bir ölüm haberiyle uyanır. Koca Ayak ismini taktığı komşusu korkunç bir şekilde ölmüştür. Bu ölümün ardını başka korkunç ölümler daha izler. Ölen tüm isimlerin ortak noktası, doğaya ve hayvanlara karşı verdikleri zarardır. Köydeki nüfuz sahibi avcılar teker teker ölmektedir ve Janina bütün ölümlerin tanığıdır. Kitap boyunca, ana karakter olan bu yaşlı kadının ağzından olan biteni okumaktayız.

Kitaba dair en sevdiğim şey Polonya Edebiyatı'na ait olmasıydı diyebilirim. Farklı bir milletin edebiyatından eserler okumak bana sanki o toprakların rüzgarını getiriyormuş gibi hissettiriyor. Bu kitabı okurken de aynı hisle doldum. Anlatımı akıcı, kurgusu sürükleyici bir kitaptı. Her ne kadar kitapta şüpheli ölümler ön planda olsa da, kitap bir dedektif romanı havası taşımaktan ziyade ana karakterin iç dünyasını yansıtıyordu. Janina ilk isminden nefret eden (ilk ismini kullanıp durduğum için muhtemelen beni topa tutardı), astrolojiye meraklı, yıldız fallarına özel bir ilgi gösteren, hayvansever ve kültürlü yaşlı bir kadındır. Kendisinin mücadelesi oldukça önemli bir noktaya değinmektedir: Avcılık. 

Kendini yaşamın en üst basamağında neredeyse bir çeşit Tanrı konumunda gören insanoğlu, diğerlerinin yaşam ve ölüm haklarını elinde bulundurduğuna kendini inandırmış durumdadır. Bu düzende bir kadının, hele de yalnız yaşayan, yaşlı ve üstüne üstlük 'hayvansever' bir kadının, sözlerinin güç sahibi olan diğerlerince pek bir hükmü yoktur. Burada aslında eril düzene karşı bir duruş da görüyoruz. Avlanan tüm üst düzey yetkiye sahip (başkan, komutan, rahip, onların yancısı) kişilerin tek savunması da aslında sadece bu: Eril düzenin onlara bahşettiği gücü ellerinde bulundurmak. Bu güç onlara öldürme yetkisini de vermekte ve diğerleri bu düzene karşı sadece susmaktadır. Janina dışında. Janina için bu ölümler, öldürülen tüm hayvanların bir çeşit intikamıdır.

Kitap kolay okunan ve ilginç konulu bir kitap olduğundan dolayı, yazın sıcaklığında da kendisiyle iyi anlaştık. Ancak kitaptaki atmosfere uygun bir şekilde karanlık ve soğuk günlerde okunmasının daha keyifli olabileceğini düşünüyorum. Kitabın film uyarlaması olan Pokot (İz) isimli filmi de izlemeyi düşünüyorum. 

Hoşça ve kitaplarla kalın.



ALINTILAR

''Uzun yıllar süren mutsuzluk, kişiyi ölümcül bir hastalıktan daha çok yıpratır.'' (Sayfa 18)


''Hapishane dışarıda değildi, her birimizin içindeydi. Belki de onsuz nasıl yaşanacağını bilmiyorduk.'' (Sayfa 42)


''Şimdilerde kimsenin yeni bir şeyler düşünmeye cesareti yok. Durmadan var olan düşünceler konuşuluyor, eski düşünceler yuvarlanıp duruyor. Gerçek yaşlandı ve bunadı; ne de olsa, her canlı organizma gibi kesinlikle aynı yasalara tâbi - yaşlanıyor. Onun küçük parçaları olan duyular da apoptoza uğrar. Apoptoz, maddenin yorgunluğu ve tükenmesiyle gelen doğal ölümdür. Yunanca'da bu sözcük, "taç yapraklarının dökülmesi" anlamına gelir. İşte dünya da taç yapraklarını döktü.'' (Sayfa 68)


''Öldürmenin ve acının ilke olduğu nasıl bir dünya bu? Bizim neyimiz var?'' (Sayfa 122)


''Ne zaman özgür olduğumuzu düşünmek istesek, o zaman kendimizi yeniden keşfetmeyi tercih ederiz.'' (Sayfa 128)


"İnsan konuşamadığında yazmalı," demişti. "Çok işe yarar," demiş ve sessizleşmişti. (Sayfa 167)


''Doğanın bakış açısına göre, hiçbir yaratık yararlı ya da yararsız değildir. Bu, insanlar tarafından yapılan aptalca bir ayrımcılıktır.'' (Sayfa 176)


''Yıldızlar bizi görüyorlar mıdır diye düşünmüştüm. Ve görüyorlarsa hakkımızda ne düşünürler?'' (Sayfa 234)


''Biliyor musunuz, bazen kendimiz için ürettiğimiz bir dünyada yaşıyormuşuz gibi geliyor bana. Neyin iyi, neyin kötü olduğuna biz karar veriyoruz, kendimize anlam haritaları çiziyoruz... Sonra da, tüm yaşamımızı kendimiz için planladığımız şeyle mücadele etmekle geçiriyoruz. Sorun şu ki her birimizin kendi uyarlaması olduğundan, insanlar birbirini anlamakta güçlük çekiyor.'' (Sayfa 248)




6 yorum:

  1. Koşucular'ına da bir göz at:) Ayrıca öykü kitabı Aç Gözünü Artık Yaşamıyorsun'a da:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamdır, önerileriniz için teşekkür ederim. :)

      Sil
  2. Kitabın ismi de konusu da ilginçmiş. Verilmek istenen mesaj anlamlı ve güzel. Herkes doğayı ve diğer canlıları korumayı başarsa keşke. Tanıtım için teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap konu ve işleyiş olarak güzel ve farklıydı. Çok vaooov diyemesem de değindiği noktaları okumak güzeldi. Ben teşekkür ederim yorumun için. :)

      Sil

Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.