Yazar: Murathan Mungan, Yayınevi: Metis Yayınları |
Kitap pek çok kısa öyküden oluşuyor. Bu öykülerin tamamına yakını yalnızca tek sayfadan ibaret. Tek sayfa; ama o tek sayfa, bize bazen karakterin bizzat kendisini, bazense biz okurlarına gösterdiği hissi detaylıca anlatmaya yetiyor. Gerçekten de öyle. Hani bazen olur ya, karakter kendini anlatır; ama işte sen aslında o an karakteri değil de kendini görürsün. İşte bazı öyküler de böyleydi. Kendimden bir şeyler bulabildiğim satırlarla doluydu kitap. Öyküleri tek başına bir yerlerde okusam ‘’güzelmiş’’ der geçerdim sanırım. Ancak böyle hepsini art arda okuyunca, belki de bu sıralar en çok ihtiyaç duyduğum şeyi almış oldum öykülerden: Anlaşılmak. Bir okura bir kitap en iyi nasıl yaklaşabilir ki daha başka? Bu nedenle benim severek okuduğum bir kitap oldu Kibrit Çöpleri. Aynı zamanda kalemini çok merak ettiğim Murathan Munganla da tanışma kitabımdı. Devamı da gelecek.
Hoşça ve kitaplarla kalın.
:)
ALINTILAR
''Bazı şeyleri bazı insanlarla konuşmanın hiçbir olanağının kalmadığı durumlar vardır. Bu da onlardandı.'' (sf: 10)
''Onun yalnızlığı kişiler arası kopukluktan kaynaklanan bir şey değildi. Bir ruh içi yalnızlığıydı onunki. Kendi ruhunun içinde yalnızdı.'' (sf: 15)
''İnsan, içi azaldıkça geçmişe sığınır ama geçmiş herkes için aynı zenginlikte olmayabilir.'' (sf: 17)
''Her şeyin sizden habersiz ama bu kadar sizde saklanmış olması. Her şeyin ama her şeyin günün birinde bir şey olmamış gibi saklandıkları yerden çıkıp apansız görünmesi. Bütün bunlarda öykü sanatını hatırlatan bir şey yok mudur?'' (sf: 39)
''En hüzünlü görünüşünde bile o hüznün üstesinden gelebilecek bir gücün varlığı titreşirdi; ulaşılmazlığı, yalnızlığı seçmişlerin taşımayı bildikleri sihirli bir güç.'' (sf: 47)
''Dalıp gittiği sayfaların birinde karşısına çıkan bir cümle, aniden bir yeri derinden kesilmiş gibi canının yanmasına neden oldu. İlk sızıdan sonra kolay sarılabilir sanılan yara kesiği giderek dalga dalga büyüyen bir acıya dönüştü içinde.'' (sf: 61)
''Benim gerçeğime bu kadar yabancıyken, neyin bana iyilik olacağını nereden biliyorsun?'' (sf: 73)
''Eski bir yürek alışkanlığıyla hâlâ severim onu.'' (sf: 78)
''İçindeki ejderha uyandığında üstündeki ağırlık da kalkıyor. Senin ağırlığın dünyanın yükü değil, kendi göz kapakların. Gözünü kendine açmıyorsun sen. Göz koyduklarını o uyandığında alacaksın dünyadan. "O" dediğim, kendi gündüzüne kör göz kapakların. Gündüz karanlığı seninki. Hangi yola çıksan elinden bakır yapraklar dökülüyor yerlere. Dalgınlıklar yok artık sana, kimseye küsmeyeceksin, öylesine affetmişsin dünyayı, sıkıntılar yok, yeni bir kapıdan başka bir dünyaya gireceksin.'' (sf: 85)
''İnsanlara ağır gelen gerçeklerdir, sırlar değil. Bu yüzden gerçekleri sırlaştırırlar. Katlanabilmek için. Var olmaya, yaşamaya katlanabilmek için.'' (sf: 95)
''Gün içinde yaşadığınız, üzerinde durmaya değmez sandığınız, hemen herkese önemsiz görünen onca ayrıntının, gündelik tekrarın, alışkanlığın bir öykü cümlesinde tam da sizin düşündüğünüz gibi capcanlı ifade edildiğini okuduğunuzda, hayata ilişkin bir mutluluğa kapıldığınız olur mu sizin de? Elinize kâğıt kalem alıp, bir cümle olarak ifade etmeyi akıl bile edemeyeceğiniz önemsizlikte sıradan bir âna, bir duruma edebiyatın kazandırdığı değer, gündelik hayatın en azından bazı yanlarını yeniden sevdirmez mi insana?'' (sf: 96)
Yazarı duyuyorum ama hiç okumadım. Yazını okuyunca merak uyandırdı, alıntılar da farklı ve güzelmiş. Emeğine sağlık. :)
YanıtlaSilEvet benim de ismini çok duyduğum bir yazardı. Hep de olumlu bir şekilde görüyordum yorumları. Yine bir kütüphane ziyaretimde ve yine sürpriz olarak bu kitap karşıma çıktı ve okudum :)
Silmungan iyilerden tabisisi :) kırk oda gibi :) hımm yaz geçer adlı şiiri çok fena güzel :)
YanıtlaSilŞiiri okudum şimdi. O nasıl bir şeydi öyle :) Yaşamadan, hissetmeden yazamaz insan o dizeleri. Şairin tarzı bana çok hitap ediyor. Olayları anlatıyor ama şiirsel bir dille. Bu anlatım biçimini çok severim. Bu bahsettiğin şiirdeyse yazılanları yüreğimde hissettim. Teşekkür ederim bu güzel önerin için. Çok sevgiler. <3
Sileveeey yaşasın şiir sanat hayat filan işte kahrolsun kötü bişiler :)
SilEvet zaten sanat da olmasa hayat nasıl olurdu... :)
SilYazarı hiç okumadım. İlk alıntı çok hoşuma gitti:) Emeğine sağlık:)
YanıtlaSilÇok kısa hikayelerden oluştuğu için hızlıca okunuyor. Hem sevdim, hem de kitabı okurken kafam dağılmıştı. Öneririm :)
Sil